İçime hasreti düşer şimdi Turunç’un
Anılar gözbebeklerimde ışıldar
Tepelerin arasından süzülür bir yel
Çamların ince dallarını eğer
Yeşille mavinin kucaklaştığı koy
Önüme turkuvaz renkli bir örtü serer
Dalgalar dinlenir dört bir kuytuda
Önüme alabildiğine Akdeniz serilir
Bir tekne uzaklaşır limandan
Sanki geriye dönecekmiş gibi her an
Uzaklaşmak istemez güneş pruvadan
Balıkçı tekneleri inci bir gerdanlık örer boynuna
Kayaların dibinden bir orfoz dalar koynuna
Balığın her çeşidi yakamozlanır
Tepelere zeytin ağaçları yuvalanır
Beyaza boyanır duvarları evlerin
Balkonlarından aşağı sarkar sarmaşık güllerin
Pembe ve mor çiçekler süslenir
Portakal ve mandalina kokar sokakları
Keçi boynuzu satar tepsiler dolusu kızlar
İncir tadıyla yarışır çam balının koyusu
Tepelerden iner kekik kokusu
Çay bahçelerinde adaçayı demlenir
Küçük kayığı salınır kıyıda İnce Mehmet’in
Kıyılar şimdi kış uykusundadır
Güneş kurtulunca bulutların elinden
Yeni bir dünya kurulur eski yerinden
Sesi hala kulağımda çınlıyor neşeli kuşun
İçime hasreti düşer şimdi Turunç’un...
Turan Gökmenoğlu
Kadıköy, 13 Mart 2007
Kayıt Tarihi : 13.3.2007 14:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!