İçimden kopup gelenler

Abdülhamit Aydın
100

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

İçimden kopup gelenler

Yüreğinin götürdüğü yere git,
Anılar hala tazeyken
İstiyorum yaşamak, yaşatmak
Anılar hala canlıyken
Dalgaların çarptığı kayanın ardında
Kiremitlerin düşer gibi konduğu çatıda
Güvercinlerin kanatlanıp özgürlendiği diyarda
Ardında kalan bir adam

Bir resim kaldı senden
Yaşatılan anıların
Yaşanılacak hayallerin
Yaşanılan anın habercisi ya da sevda meleği
Ne olduğu ne olmak istediğini bilemedim
İsmini yollara, kaldırımlara
Attığın her adımdaki yere kazımak ister
Sorulacak sorular
Cevapsız çağrılar
Art arda gelen düşünceler

Solumak, zor sensiz bu hayatta
Yanımdayken daha güzel oluyor
Düşlemek seni, en güzel hayallerde

Kan kusuyor düşmanlarım
Açığımı bekliyorlar
Cam kırıkları gibi kalbim
Kokun tüm odamı doldurmuş
Hasreti çekenler bilir
Hicranı yaşamak ne kadar zor

Islak mendil bıraktın ardında
Gülüşün gitmez gözümün önünde
El ele tutuştuğumuz o mehtaplı gecelerde
Arıyorum o eski anlarımızı

İlk sevda sinemasına gittiğimiz
O Pazar günü çıkmıyor aklımdan
İlk busen hala yanaklarımda
Hassas ve narin tenin
Isıtıyor soğuk bedenimi

Sevda; yükseldikçe aşağı düşmesi kolay yokuş
Tırmandıkça kayması kolay bir kar dağı
Filizlendikçe solması kolay bir aşk çiçeği
Umutlandıkça gözyaşlarıyla dolan bir çift göz
Düşledikçe kâbusa dönüşen bir rüya
İstedikçe kaçıp giden bir kader
Soludukça ölümü hatırlatan bir nefes
Yüzdükçe boğulası derin bir deniz

Her şeyden önce ve hiçbir şey yokken
Tastamam derken eksikleri bitmeyen
Suda, toprakta, güneşte
Yaşanılası dünyanın her yerinde
İzin, kokun hala her daim aklımda

Benim de son kullanma tarihim gelecek
Benim de ardımda sevenlerim olacak
Bana da yasinler, fatihalar okuyan olacak
Beni de eriten olacak buz dağında donmuşken

Besteni yazıyorum en güzel aşk bestelerinde
Resmini çiziyorum en şahane manzaralarda
Kahramanı yazıyorum en ateşli romanlarda

Sevdikçe, sevildikçe
Bir maziye karışıyorsun
Andıkça, anıldıkça
Süslüyorsun en hoş bahar gülünü

Ellerimde, yüreğimde takat kalmadı
Derdim derman bulamadı ey tabip
Çığlıklarım kulağımı sağır etmişken
Kudretim acizliğimi kapayamadı ey habip

Şeref, haysiyet, onur en büyük insanlık imi
Pirim, abdalım, divaneyim en hain günün ve gecenin
Sevdalı, ateşli, saf delikanlı çocuğuyum
Yüküm, bakışım; ufkum kadar geniş

Rüzgâr esip getirir hasretini
Selam söyle gurbet kuşları
Benim de sizin gibi kanatlarım olsa
Tünesem, uçsam sevda şehrine
Ya da şahlansam bir ak Arap atı gibi
Ya da mat etsem en sonuçsuz satranç hamlesinde
Ya da tuşlasam en zor güreş maçında
Ya da nakavtla sam en son saniyelerini sayan boksta

Sevmek isterim bir kere
Bir kere de anarım bin kere
Ne üçgen olursun ne kare
Yüreğime akarsın pare pare
Ben aşkına oldum ciğerpare

Sonu gelmez duygu dünyamın
Bir şaheserisin
Bir müptelasıyım
Bu bağımlılık yapabilir kanser
Bu bağlılık getirebilir sadakat

Doldum
Patlayabilirim bir bomba gibi
Dolu oldum
Çatlatabilirim o kurumuş yüreği
Islatmak isterim gözlerini
Gözyaşların akıyor mısralarıma
Mumyalamak isterim cesedini
Çürütmek istemem o bedenini

Gece sabaha karışırken
Gün akşama dönerken
Her an ölüme yaklaşırken
Her şeye rağmen güzel, Yaşamak!

Abdülhamit Aydın
Kayıt Tarihi : 1.2.2007 00:27:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Abdülhamit Aydın