isyanında yandı sözlerim
içsel dürtülerimin
çakar almaz patlamalarda
vuruldu dışlanışı şiirlerimin
istila edildi imgeler sessiz kaldım
içildi mastikalar kadehlerce
cenazesinde dizelerimin
doğumdan ölüme hızla yol alan bir kızıllık yalnızlığın kollarında
ertesi günlere kalan yarım kalışlarım
nerede gizlenir biriktirdiğim tüm düşlerim
garip renklere boyanmış tablonun hiçbir yerindeyim
eski bir üzerime basılmışlık çamurlu sokaklarda
laftan anlamayan yürek kıpırtımın son atışları
deli akşamların sabırsız aşıkları
içinizi vurdunuz mu hiç dışarı
durakların sabitliği gözlerinde bu garip yolcunun
ırak bir sevgiliye okunuşunda kara bulutları lanetin
atılır şehveti sokak köpeklerinin önüne…açlık talan eder
ıssız bir inleyişin son nidası
mahkum günlerimin solan çiçeklerinin
adaklara düşen ekşimiş kokusu
vakit çağlama vakti
/çığlık çığlığa/
usuma vuran her söz
utanmaz…dilimde
reddettiğim tüm dinler kaynar yüreğimde
dokunma ha sakın sözlerimdeki ateşe
unuttuğum her söz ardımda/kusuyorum içimi dışıma
dilimin döndüğü aklımın erdiğince
/yüreğim önünüzde/
27.05.2006
Atilla GülerKayıt Tarihi : 28.5.2006 00:24:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

içinizi vurdunuz mu hiç dışarı ' sorarken, içini dışa vurmak bu. Çok içten ve açık bir dışa vuruş. Tebrikler. Her satırı dize bir şiir. Yüreğine sağlık.
TÜM YORUMLAR (4)