İstanbul.
Aşkına gebe kalmış bir tramvayın sesiydi gelen Taksim'de
Ekmek ve su için koşuşturan karıncaların topuk değişiydi,
Kulaklarıma gelen seslerin sebebi.
Gün ağarırken başlardı yanmaya,
Sana aşık bir denizin yalnız feneri.
İsmin kırmızı kurdeleler ile sarılıydı boynuma
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
'Ne zaman Fuzuli ağlasa bir beyitinde,
Birbirini özleyen iki sevgili olurduk biz senle.
Kays vuslatta bulurdu kendini,
Ben ise sana duyduğum aşkın selinde'...bu kısmı daha çok beğendim fakat şiir genel olarak bence güzel ...tebrikler.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta