Ofiste sekreterlik olarak ilk günümdü.Bilgisayarı,telefonu ve klasörleri olan bir masaya oturdum.Ofis hem çalışanlarıyla hem de gelen gidenleriyle çok kalabalıktı.Telefonlar hiç susmuyordu,bilgisayar ve klasörler yardımıyla hepsine cevap verip yönlendirmeye çalışıyordum.
-Buyrun efendim
-Nasıl yardımcı olabilirim
-Sizi yetkili arkadaşıma aktarıyorum lütfen bekleyiniz
İşime ve ortama alışmam bir hafta gibi bir zamanımı almıştı.Neşemle herkesi neşelendirip şakalar yapmaya başlamıştık
Ofistekiler artık iyice tanımıştım.Ama ofis dışından olup hemen hemen her gün gelen biri vardı ki,o na olan zaafım her gün artıyordu.Geldiği saati takip etmeye başlamıştım.Sessizce gelip gölge gibi çıkıyordu.Dikkatim dağılıyordu O nu takip ederken,işlerine dikkatimi veremiyordum.Yalnızlığı seviyordu sanırım,tek oturur,sorulduğunda konuşur,çayını yudumlar, bazen de ofis dışında sigarasını içerdi.Hareketleri içimi kıpır kıpır ediyordu.Hiç kimse umurumda olmaksızın bakışlarım sevgimi hissettiriyordu sanırım ki bir zaman sonra ofise girerken bana bakıp gülümseyerek başıyla selam vermeye başladı.Ben de kendim bile duyamayacak kadar kısık sesle
-Hoş geldiniz
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,