Merhaba içimdeki sen.
Çaresizliğimin başkentinden yazıyorum sana.
Söyleyecek fazla sözüm yok, affet beni.
Yokluğun, bir günahın ızdırabı gibi.
Geceler tükenmiyor, zaman akmıyor.
Yalnızlığımın beşiğini sallıyorum.
Dilimde bir ayrılık şarkısı.
Üzerimde kolları yırtık bir hüzün.
Karşımda olmasa da aklımda hep yüzün.
Haykırışlarını duyar gibiyim.
Bağırıp çağırmalarını susuyorum.
Mutluluk parmak uçlarında dolaşıyor sanırım.
Ne geldiğini biliyorum, ne gittiğini.
Sahi, seninle de iki lafın belini kıramadık!
Ben anlattım, sen dinledin.
Uykusuz saatlerim, sensizliği 'Zor' geçiyor.
Takvimler intihar gününün bekçisi.
Yanmaya korkan gece lambaları huzursuz...
Farkettim de herşey bıraktığın gibi duruyor yerinde.
Üst rafta bana hediye ettiğin, sıkmaya kıyamadığım parfüm,
Çekmecelerde giderken bıraktığın acılar.
Bak! Şurdaki dolapta da bana söylediğin yalanlar...
Anladım. Bir tek ben değişmişim.
Yüreğimde bıraktığın izler,
Gözlerimden düşen yaşların,
Sayfalarda bıraktığı izlerden beter!
Geldi işte ayrılık vakti.
Seni içimden sökemem belki ama;
İçimi kendimden sökebilirim.
Bunlar sana anlattığım son cümleler.
İçtiğim soğuk intihardan sonra üşüme diye,
Nefesimi bırakıyorum satır aralarına.
Ben kaybettim, sen kazandın.
Hoşçakal!
Kayıt Tarihi : 29.12.2012 19:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!