Çarşı esner öğlen sıcağında,
Dükkanların tenteleri uzar,
Yaprak yeşili bir serinlik saklanır
Ahşap Murat Paşa Camii avlusunda.
Sular sereserpedir şadırvanın kucağında.
Babuş İsmail kâh Osmanlı tarihi okur
Kâh Safahat’tan bir bölüm
Müşterisi kıt dükkanında.
Yüzyıllar süren Rumeli maceramızı düşünür
Kale’ye sırtını veren eviyle beraber.
Kumanova Savaşı’nda ölen dedesini hatırlar,
Bakır renkli kaldırımlarda
Kurumuş kan lekeleri görür.
Bir pirinç cezveden süzülür kahve kokusu fincanlara.
Bir Boss sigarasında tutuşur maziye hasret,
Tutuşur ata yurdunda içindeki gurbet.
Kapan Han’ın önünde bir çınar dinlenir
Geleceğe gölgeler saklıyarak.
Şadırvan kendi sularını yıkar.
Kara kaşlı bir Aliş çıkagelir,
Zeynep’e türküler yakar.
Kaldırımlardan sarışın bir gölge geçer,
Evi sazdan samandan bir kız süzülür.
Saz renkli Ramize saltanat ile
Bakır kaldırımlarda iz bırakarak yürür.
Payduşka edalı bir sevda filizlenir
Vardar akışlı bir güzelin yüreğinde.
Pul pul dökülür yerlere gümüş ökçeler,
Kıvrım kıvrım kıvrılır rüyaların, hayallerin yolu.
Umut dediğin şey domino taşlarına gömülür.
(13.06.2001 Bolu)
Hayati YavuzerKayıt Tarihi : 8.7.2003 22:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!