İnsan içine neler gömüyor,
Susup ta, anlatamadıkları ,
Ne sessiz , çığlıklar atıyor aslında,
Ne sevdiklerimi ölmeden,
Kalbimdeki mezarlığa gömdüm ben.
Ne olmazlara, boyun eğdim de,
Bir gülümün hatrına, bin dikene su verdim ben.
Kalbindeki yarayı sarıcam deyip,
Ne yaralar açanlar gördüm ben.
İnsan içine neler gömüyor... neler.
İnsan kalbinden gitmez sandığı,
Kimleri...kimleri yolcu ediyor.
Gönül kimlerin ardından el sallıyor,
Bazende,uçup giden hayallerin ardından,
Elinden kaçırdığı mutlulukların ardından.
Her defasında bu son diyor,
Kalbim sanki bir mezarlık,usandım vefasız gömmekten.
Hadi biraz dinlen gönül diyorum, dinlenemiyor.
Yüreğim kış ayazını öyle bir yemiş ki, kâr etmiyor.
Yüreğim sızım...sızım sızlıyor.
Ev yine ıssız, perdeler çekili,
Pencere önündeki çiçekler,boynunu bükmüş,
İçimdeki mezarlığa ne çok insan gömülmüş.
İçimdeki mezarlığı,arada sırada ziyaret ediyorum
Uzayan selvilere su veriyorum ,
Suladığım selvilerin, bir gün bile ,
Gölgesinde oturamadım.
Başıma yağmur gibi yağdı ,gazel olan yaprakları.
Sırtıma vurdukları bıçaklardan,
Kalbimdeki mezarlıkta yer kalmadı.
Mezar taşlarına bakıyorum...
Ne isimler var, ne isimler...
Canım dediklerimden tutunda ,
Senin için ölürüm diyenlere kadar.
İnsanın gözleri doluyor,
Nede olsa ölülerin ardından ağlanır demi.
Dualarını okuyup,
Kalbimin kapılarının sürgülerini çekip,
Paslı bir anahtarla kilit vuruyorum.
Kayıt Tarihi : 21.5.2023 05:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Kutlarım sayın SİPAHİ.
TÜM YORUMLAR (1)