İçimdeki Kıyamet

Nefsi İçin Benimle Oynayan Serhat Slnnnnnn
7

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

İçimdeki Kıyamet

Bazı fırtınalar vardır; dışarıda değil, insanın içinde kopar. Sessizdir. Gözle görülmez ama yürekten yüze doğru yankılanır. Ne bir çığlık atarsın, ne de bir sitem edersin... Sadece susarsın. Çünkü artık kelimelerin bile yaranı taşıyacak kadar güçlü olmadığını anlarsın.
Ben bu suskunluğun tam ortasında yaşıyorum.

Gündüz insanlara karışıyorum, gülüyorum, konuşuyorum, hatta bazen kendimi kandıracak kadar iyi taklit ediyorum mutluluğu. Ama gece... Gece o kalabalıklar gidiyor, sahte tebessümler dağılıyor ve geriye yalnızca ben kalıyorum. Ben ve içimdeki kıyamet.
Kimsenin görmediği, duymadığı, anlayamayacağı bir çöküşün tam içinde, sessizce direniyorum.

Beni bir başkasına anlatmak zorunda kalmak istemem. Anlayan için kelime gerekmez zaten. Ama anlamayanlar için ne söylesem nafile… O yüzden sustum. Çünkü anlatmaya kalkınca ‘abartıyorsun’ dediler. Sustum. Çünkü içimde taşıdığımın adı ne hüzün ne öfke ne de sıradan bir sitemdi…
Bu, bir insanın kendi gerçeğine çarparak parçalanmasıydı. Kırılışın bile ötesinde; yok oluştu belki de. Ama kimsenin ruhu duymadı.

Çünkü insanlar yalnızca sonucu görür, süreci bilmez. Kimse kaç gece sabahladığını, kaç kere içinden kendine mezar kazdığını bilmez. Kaç kere “bir daha asla” deyip yine yürüdüğünü, kaç kere kendinle savaşıp ayakta kaldığını bilmez.
Ve her defasında kendine dönüp şunu fısıldadığını da duymazlar:
“Yıkılmadım ama yandım.”

Ben sevilmek için değil, anlaşılmak için çıktım bu yola. Ama anladım ki, bazen en büyük ceza; insanın kendini bile anlatamamasıymış. O yüzden içime konuşmaya başladım. Kendi iç sesimle, kendi yankımla yaşamaya alıştım. Çünkü artık kimseye derdimi anlatmak için merhamet dilenmek istemiyorum.

Bazı yaralar geçmiyor. Üzerinden ne zaman geçerse geçsin, bastığında hâlâ canın acıyorsa, o yara değil… kıyamettir.
Ben işte tam da bu kıyametin içindeyim. Ne öncesi var, ne sonrası.
Ortasındayım. Ve hayattayım, çünkü hâlâ ayaktayım.

Beni yıkan insanlar değil, onları haklı çıkarmak için sustuğum anlar oldu.
Beni paramparça eden ihanet değil, susarak geçtiğim haksızlıklardı.
Ama artık susmuyorum.
Anlatmıyorum da…
Sadece yaşıyorum.
Kimi zaman acının gölgesinde, kimi zaman kendime rağmen…

Kimse bilmez, bazen bir insanın gülümsemesinin altında kaç intihar saklıdır.
Kimse bilmez, bir ‘iyiyim’ cevabının ardında kaç defa ‘dayanamıyorum’ dediğini...
Ben çok ‘iyiyim’ dedim. Çok kere.

Ama o gece... Evet o gece, gözüm tavana değil; içime baktı. Orda koskoca bir enkaz vardı. Adı ‘ben’.
Dağıtılmış, susturulmuş, görmezden gelinmiş, ama hâlâ dimdik ayakta duran bir ‘ben’.

Ben ne dilendim sevgiyi, ne de sustum saygısızlığa.
Bazen sessizlik en gür çığlıktır.
Ben o çığlığı içimde bağıra bağıra taşıyorum.

Nefsi İçin Benimle Oynayan Serhat Slnnnnnn
Kayıt Tarihi : 8.7.2025 19:17:00