Bir meçhule gidiyorum, rotasız, pusulasız,
Bir fırtınada demir aldı ruhumu taşıyan gemi,
Yoluma iz olan Çobanyıldızı bile bulutlara gizlemiş kendini,
Kaderin ellerine bıraktım geleceğimi.
Umuda açılan ufuklar şimdi karanlık,
Dalga dalga hüzün vuruyor gemimin yanına,
Bir hayal mi yoksa bu yolculuk?
Ya da gerçek mi içimdeki fırtına?
Rüzgârın şarkısı kulaklarımda yankılanır,
Deniz sessiz, ama içimde çığlıklar kopar,
Görünmeyen bir liman mı bu?
Yoksa sonsuzluğun şavkı mı?
Her adımda bir bilinmezlik, artan bir düğüm mü?
Her kayboluş bir yeniden doğuştur belki,
Meçhule giderken unutur insan dününü,
Gemiye bir yük gibi dolan korkular,
Giderken öğrenir insan ruhunun derinini.
Bir ışık çakar uzaklarda aniden,
Karanlıkta bir cevher gibi parlayan,
Kıyı mı bu yoksa bir aldatmaca mı?
Cevabını öğrenmek için fırtınanın dinmesi gerek.
Sonunda yanaştı ruhumun gemisi meçhul bir limana,
Ne hüzün kaldı içimde ne de fırtına,
Bu yolculukmuş asıl muradım,
Meçhul dediğim kendi içimdeki sonsuzluk.
Emrah Bekci 2
Kayıt Tarihi : 16.1.2025 20:17:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!