Geldi nice millet Çukurovaya,
Yetmez kelimeler seni yazmaya! ..
Yükselir heybetle bak Amanoslar,
Diğer kanadında kızıl Toroslar! ..
Benim can yangısı, sende olmasın,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Edebi ve güzel bir dille çukur ovayı güzel anlatmışsınız kutlarım. Sevgiler...
Güzel bir anlatım.Çukur ovanın özellikleri ve tarihi saymakla bitmez zaten.Kutluyorum bu çalışmanız için.Saygılar.
Muhterem Üstad.
Şimdiye kadar Çukurovayı görmek nasibolmadı. Yüreğine sağlık şiiirinle dolaştırdın.
Tebrikler.Selam, sevgi ve saygıyla.
Seyfeddin Karahocagil
O zaman Kilikya
Şimdi Çukurova
Bir ateş düşer
Neden ki sönmez
Ağlayanlar
Kavrulanlar
Hiç bitmez
Gittiler
Üçer beşer
Öbür dünyaya
Can Çukurova
Durmaz
Gelirler
Yine bir araya
Aya
Yıldıza
Deryaya
Sevinçler
Düşer
Çukurova'ya
İşte Anavarza
O zaman Kilikya
Şimdi Çukurova
Bir ateş düşer
Neden ki sönmez
Ağlayanlar
Kavrulanlar
Hiç bitmez
Gittiler
Üçer beşer
Öbür dünyaya
Can Çukurova
Durmaz
Gelirler
Yine bir araya
Aya
Yıldıza
Deryaya
Sevinçler
Düşer
Çukurova'ya
İşte Anavarza
yorum yapmama dagarcığımdaki kelimeler kifayetsiz kalır ...
Kükreyerek gelir, akarsın Ceyhan,
Hep kardeşinledir, yarışın Seyhan! ..
Kıvılcım bekliyor, bil ki bu millet,
Kolayca gidecek, değil bu illet! ..
Milletlerin gözü, sende Kilikya,
Hangisi gelmedi, güya almaya! ..
Dizi dizi olmuş, avşar beyleri,
Bekliyor meydanlar, koç yiğitleri! ..
Dilinde söylenir, Karacaoğlan,
Toroslardan gelir, yiğit bir oğlan!
Güzel Çukurova'yı,güzel anlatmışsın şairim
Kutlarım
Mustafa Yiğit
Evet Arif bey kardeşim;Bahsettiğiniz çukurova benimde içimde,Ama mahzun, ama dertli, sahipsiz. toprakları eskisi gibi bereketli değil artık. Pamuk tarlalarında allı yeşilli giyinmiş kızlarımız pamuk toplayamıyor, maniler yok dillerde.Haberiniz yok belki af buyurun Ceyhanım'ın suyuna şehir lağımları akıyor.O devasa balıklarımız yok artık.Fakat benim de hafızamda CAN Çukurova duruyor o nu yaşatıyorum içimde. Osmaniye'den selam olsun size ve Cennet renkli Dörtyol'umuza. Ali KILIÇ
ozan yüreğinize sağlık,bereket ana topraklara şiirinizle gittim,tebrik ederim,saygılarımla...
Çok başarılı ve güzel beyitlerdi.. Hem de farklı..
Tebrikler efendim..
Bu şiir ile ilgili 20 tane yorum bulunmakta