O benimdi, içimdeki çocuk
Yaşamaya çalıştı, çabaladı
Kürtajsız öldü, içimdeki çocuk
İzinsiz ve ebediyen gitti
Öldü içimdeki çocuk
Keşke yüzmeyi öğretseydim ona
Masum, bîçare, zavallıya
Belki boğulmazdı o zaman
O da göz yaşlarımda
İçime attıkça dertleri,
Olmaya çalıştıkça güçlü
Öldü içimdeki çocuk
Katili belli, faili meçhul
Öldü içimdeki çocuk
Yaşamaya çalıştım sevda ile
Uğradım ihanete
Yaklaştım ademe sevgi ile
Uğradım ihanete
Ulaşmak istesem de hidayete
Sandım, doğru yol, doğru insan
Bahsolundu
Uğradım ihanete
Sevgi ile yeşertsem de
Bir kere öldü
Fuzuli, beyhude ve bilahare
Geri gelmez içimdeki çocuk
Kalbimden alıp kim koydu seni kabre,
İçimdeki çocuk?
Ölmedim hayattayım fakat gitti, ebediyen
İçimdeki çocuk
Hayat denen yalana inandım
Gökkuşağının rengine kandım
Görsem de gecenin karanlığını
Akılsızca bu yalana aldandım
Hayat denen mefhum zatımca benzer güzel bir kadına
Âşık olur, kanar, yanaşır, sokulursun onun koynuna
Sonra sırtından vurur seni, beklemediğin bir anda
Girme artık, içimdeki çocuk, onun ne koluna, ne koynuna
Fark ediyorum şu satırları yazarken
Şu köhne dünyada sadece bir konuğum
Sen de davetlisin arkadaşım,
Cenazesine, içimdeki çocuğun
Kayıt Tarihi : 27.12.2024 21:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!