yüreğimde bir çocuk vardı benim
özenle gizlemiştim oraya
korurdu canımı örselenmekten
yaşamca hırpalanıp berelenmekten
belli ki yeni doğmuş taptazeydi
yüzünde masum gülücükler
bakışları bayramlık giysiler
uzanırdı pamuk elleri bana doğru
ellerinde fesleğen kokusu olurdu
ürkerdi bazen
korkardı
bedenime sarılırken titreyerek
saf gözlerde ipeksi yaşlarla
ürpererek
yakardı yüreğimi derinden
kim gömdü o çocuğu boşluğa
ve yokluğa
dönmemecesine
kim çaldı onu benden
kim vurdu kahpe bir kurşunla
kim gerdi benim ruhumu
tarih kadar eski bu çarmıha
biline ki içimdeki çocuğu arıyorum
şairlerim aklınızda bulunsun
giden çocuk değildir uyanın
giden biziz
benden söylemesi
haberiniz olsun!
(04 Nisan 2003)
Naime ErlaçinKayıt Tarihi : 4.4.2003 17:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
yaralar güngeçtikçe müzminleşirken.....
ne kadar haklısınız....geçen biziz...selamlar görüşmek dileğiyle...
Şımarıklığına
Çocuk gülüşleriyle dolu bir parkta çılgınca sallanan küçük kıza
Gülüşünle şenleniyor doğa
insanın
Koşası geliyor içinden yaşamın gerisin geriye
Sonra
'Okul yolu düz gider
Çocuklar bayram eder '
Şarkısını söylemek bağırarak
Yada
'portakalı soydum başucuma koydum'
Diye başlayarak tekelerlemeye
ebelemek
Direklerini salıncakların
ve onlara tutunan zincirilerin arasına dolanmak
Tahterevallide çarpmak dünyanın gövdesine
Sonrasında muziplik yapıp bırakmak
Arkadaşının havada
Yada yarı yolda atıverkmek kendini aşağı
Koşmak
Kaydıraklara
Kum dolana kadar iç çamaşırlarına
Ve pası geçinceye kadar pantolana
Kaymak
Gitmek denizlere
Sonrasında
Gülümsemek
Çocuk sevinciyle.
Özlemin katıldı güne, köprüyü seyrediyorum binlerce araç hızla geçiyorlar gözlerimin önünden rengarek ve sessizler tutsam birini sana getirebilirmi beni diye düşündüm.. asılıverdim birinin arkasına yollardayım şimdi sana gelen tüm sapaklardan kendimi atıyorum yollara ve sana dönen kavşaklara bağlıyorum kendimi... Aç kapıları ben geldim...ben geldim bahar kokulum, nerede saklamak istersen sığarım oralara düşlerin içinden gelen gerçeğim ben, dilek perisini yakalayabilseydim seni dileyecektim kalan zamanlarıma katması için... Sonrasında kirpiklerinde sallanacaktım, biliyormusun ben küçükken salıncakta hiç sallanmamışımdır... Çocukluğum o yüzdendir, delilik dediğim şey yaşamak istediğim çocukluğumdur aslında, bağırtılarım sanmaki isyanıdır gövdemin yaşama, onlar sessizliğimin sesidir aslında, erken yaşlarda taşıdım tüm karanlıkları ve karanlıklarda var olan yükleri o yüzdendir aydınlığına çıkmak istememin sebebi, bakma öyle çılgın şeyler konuştuğuma ve yazdığıma aslında yazdıklarım özlemini çektiğim şeylerin birikmiş halidir. harcanmamış biriktirilmiş bir sevginin açığa çıkışıdır. Ben sevgiyle yoğrulmadım belkide yağmurda sırılsıklam ıslanmak istememin nedeni de budur. İliklerime kadar ıslanmak üşüyerek kollarına sığınmak ve sıcaklığınla kurumak isteğim bu sebeptendir. bu sebeptendir seni her an anıp düşünmek, günün en onulmaz vaktinde adının karasını aramak yitikliğinde zamanın ve özümsemek seni sessizliğime gömülüp sıradışı hayallerle sonrasında sonrasında kaybolmak kararsızlığımda ve adressiz ülkelerden geçip varmak yanına bir akşam üstü ....
TÜM YORUMLAR (4)