İçimde bir boşluk var Hira’ dan Spil’ e değin uzanan engin, uçsuz bucaksız lacivert örtülü!
Darmadağın başım dumanlı, sis mi kapladı, pus mu anlayamadım, olan düşmüydü ruh çağırma mı? !
İki değirmen taşı arasında ezilir buğday tanesi içim, mısır tanesi yüreğim un ufak olmuş!
Ne eser bilmem başımda kavak yelleri, sarı sıcağın mavi atlasında koşarcasına; derdi ne, kasveti ne inleyen seranın bilmem, alıç ağaçlarının uğultusuna katmış da duymaz eşek sineklerinin vızıltısını? !
Kulaklarımda bir uğultu, sen de hızla ilerleyen bir otomobil lastiği, ben diyeyim mağaradaki devin homurtusu! ..
Sanki gök ortasından delindi, sel sular gürledi, yer çöktü; kaldım toz duman / dalgalar arasında!
İçimde bir boşluk, Damlataş hafif ve süslü kalır, Yer Altı Şehri Nevşehir’ in!
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
tebrikler çok güzel bir yazı şiirsel olarak yenilik gibi.. içimizdeki boşluklar hayat ve yaşam şekiller yaşıyoruz işte 10 puanla selamlıyorum..
c
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta