Bazı geceler uyumuyorsun… çünkü uyuduğunda rüyanda bile görmemek istiyorsun onu. Çünkü en son gülümsediği hâliyle kalmış aklında, ve sen o haliyle hatırlamaktan bile yorulmuşsun. İçinde bir benlik var artık tanımadığın, suskun, kırgın ve yorgun. Aynaya baktığında gözlerin aynı gibi duruyor ama bakışların çoktan çekip gitmiş. O gittiğinden beri sen de gitmişsin aslında; ama bedeni kalmış bir hayalet gibi dolaşıyorsun bu şehirde.
Her şeyi sildin, her hatırayı, her mesajı, her fotoğrafı… Ama bir türlü silemedin kendini ondan. Çünkü bazen insan, acıya bile tutunarak yaşamayı öğreniyor. “Geçer” dediler, ama geçmedi. “Zamanla unutursun” dediler, ama sadece alıştın. En kötüsü de buydu zaten; ona alışmadığın kadar, yokluğuna alışman… Şimdi sessizsin. Kimseyle konuşmak istemiyorsun. Kalabalıklar içinde bile hep yalnızsın. Çünkü içindeki seni yalnızca o tanıyordu. Ve o gitti.
Artık ne yazılan bir şiir iyi geliyor ne de dinlediğin bir şarkı... Her şey biraz onu anlatıyor, biraz seni yaralıyor. İçindeki ben seni tanımıyor artık. Gözlerinden akan yaşa bile şaşırıyorsun bazen. Çünkü kendine bile yabancısın. En çok da onun “senin için en iyisi” diye gidişine kırgınsın. Oysa sen, onun en kötüsünde bile kalmaya razıydın. Ama o, seni seninle bırakıp gitti. Şimdi içindeki ben, artık sen bile değilsin.
Güneşler doğacak yalnızlığımdan
sana bir ışık getireceğim
Büyük aydınlığımdan
Sana bir dolu umut getireceğim
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta