küskün yıldızların kışkırttığı güneşi selamla
parmak uçlarında tazelensin
suyuna kan akıttığım sonbahar
vadilerinin sessizliğini göm ayrılık şarkılarına
tutuşan
sendeki benden kaçan
benim irislerime saplanan
o an
an
beklemek boşuna
yalancı bu sırnaşan bulut
yağmur yağmayacak
bilmiyorsun
heybemde yüküm sende hep sızısız sağanak..
..akamayacak
benim derdimi bilmiyorsun
ayrılık şarkıları besteleyen papatyayım
kokumu kuşlar üleşti
yapraklarımın sancısı yabancı
ama
suçumu bölüşen
hep hazan...hazan!
demiştim;
en uzak kıyılarını bir böceğin düşünde yürüttüm bu hayatın
kanadında gamzelendi erik tadında yağmur
ağaçlara fırtınalar tanık
şehvetine kırılgan bedenin..
ama
öksüz mevsimlerini sırtlayan
son'un kahverengi izine bulanık
o sonbahar
haziranlar hep eylül'ün hasretine bulanık benim dualarımda
yaslı hatıraları kanatmak üstüme farz
geceleri de
bir bir
işte böyle
ben eylülün bekçisiyim
haziranın oğluşu
kirli börülcelerin ertelenmiş kanatsız böceğiyim
kuşların genzinde çiy
senin bilmediğin ormanların en karanlığıyım
yasak meyveler dilimde kar'lı aralıklarla çizili
en mutlu aksini paylaşan denizim çünkü ben
kumsalım yosunların gölgelerinde aç
yalnızlığın ayrılıkla sevişmesinden doğamamış bir adamım
belki de ben
doğduğumun gülüşü haziran
hasreti eylül
ağlaması kendimin
ama
suçlu
hep
sonbahar.
..sonbahar
Kayıt Tarihi : 10.9.2005 19:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!