Ağaçların yerine, betonların olduğu şehirlerde yaşamıyor insan.
Rüzgarın soluğu gibi şehirlere ulaşamıyor toprak kokusu.
Ve gelecek bekliyordu.
Gökyüzü b/akıyor ve g/örmüyor insanı insan.
Bu gece yarın yeniden başlıyor.
Uyanıkken teheccüt vaktinde gözlerini kilitleyerek duruyor gecenin çobanları.
Bana, kırılmış ve incinmiş dallardan kendine yuva yapan kuşların ilmini öğret Allah'ım.
Şimdi yalnız toprağın insandaki kokusu.
Ve uzak anılar, zorluyor sevgiyi.
İnsana sevginin ne önemi var?..
Yüklerin en değerlisi, yarın güneşte kabirlere uzanmış olacak.
Umut verici, her biri payına düşeniyle toprak oluyor.
Kum saatinin yolunda kaçak bir yolcu zaman.
Bana, kırılmış ve incinmiş dallardan kendine yuva yapan kuşların ilmini öğret Allah'ım.
Uzun bir okşayıştır, insanın insana bekleyen uzun hapsi,
Bazende unutuluyor insanın benliğinden uzaklaşıp gerçeğe ulaşması için çerağ.
Köylülerin kokusuda kalmamış.
Artık boş toprağın lezzetleri.
Tüm yaşamın uğultuları dışarda, insan nerede.
Yüreği sakinleştirici birisi memnun ölmüş orada.
Bana, kırılmış ve incinmiş dallardan kendine yuva yapan kuşların ilmini öğret Allah'ım.
Bir kuşun çığlığı zerreye ilham veriyor kuşluk vakti.
Gönlü darmadağın olanların, buraya ulaşıyor sesleri duada.
Medet senden hayy diyenleri sakinleştiriyor Mansur halleri.
Su gibi berrak birisi memnun ölmüş kendinden.
Kimse bu lütfu kereme dikkat etmiyor.
Şaşırmış insan insanın putlarına.
Bana, kırılmış ve incinmiş dallardan kendine yuva yapan kuşların ilmini öğret Allah'ım.
Rabbinin emrettiği yere giden İbrahim gibi sadakati olana İsmail gibi teslimiyet verilir aşka.
Uzakta bir nehrin kıvrılarak aktığını görene müjdelenir bereket.
Havada kayıp kuşlar süzüldükçe kimse maddeden manaya geçemiyor.
Kabristanda berraklaşıyor her şey.
O buluyor duanın sahibi sevgilisini.
Bana, kırılmış ve incinmiş dallardan kendine yuva yapan kuşların ilmini öğret Allah'ım.
Ve ölümü hiçe sayan, ölümü yaratan var.
Bir kuşluk vakti dün gibi g/özlerde sevgi.
Üst üste yığılarak insanın öleceği günler çoğaldı.
Ölümü g/öz ardı edene, hasretten yanan su damlaları yetimin g/özündeki duadan sel oluyor.
Kararmış gönüller sevgiyi tanımıyor.
Yorgunluğun ağırlığı var acısız bombalar altında kalanlarda.
Bana, kırılmış ve incinmiş dallardan kendine yuva yapan kuşların ilmini öğret Allah'ım.
Bir beden düşünceyle ilahi sırra eriyor, sevgi(li)ye kurban olmakla.
Dağ göğe değmiyor artık.
Suda balıklar saydamlaşmıyor artık.
Meyveler üst üste yığılmıyor artık.
Gönüllerde hali vakti değil insanın insana saygısı artık.
Kul hakları ihlal edilerek, hayvanlar katlediliyor artık.
Bana, kırılmış ve incinmiş dallardan kendine yuva yapan kuşların ilmini öğret Allah'ım.
(Y.ed - Bir Lokma, Bir Hırka Albümü)
Kayıt Tarihi : 2.8.2020 01:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Cânıma cânânı, kimden umayım. Derdime dermânı, kimden umayım. Lutf ile ihsânı, kimden umayım. Sen yarattın yine Sen yardım eyle. (Hz. Aziz Mahmud Hüdayi k.s)
Engin Demirci Hocam
Anlamlı bir eser okudum
Selam ve saygılar
İyi Bayramlar diliyorum
Tebrik ediyorum Engin bey,
kutluyorum sizi.
Güzel bir şiirin içinden ben
bu satırı seçtim.
Selam ve sevgilerimle.
TÜM YORUMLAR (2)