Seni tanıdığım gün
yüregimde uzun zamandır
yağmayan yağmurlar başlamıştı
Sonbaharın son demleri
olmasına rağmen
Susuzluktan çatlayan gönül toprağım
filiz vermişti
yıllar sonra ilk defa.
Ve gönlümden
binlerce kuş kanat açmıştı
sonsuz maviliklere
Nasıl da geçmiş zamanda kaldık şimdiler de
Geçti işte
Sen benden
Sen içimden
Ve zaman bizden geçti
Bir çölde rastlamıştım sana
Yenildigim bir savaştan çıkmışken henüz
Yaralı ve yorgun
Şimdi yine başa sardım yalnızlığımı
Yenilgilerime bir yenisini daha ekleyerek
Yine hüzün sarıyorum bir sabaha
Penceremden girmeyi unutan güneşe
isyan ediyorum
Perdelerleri de açmıştım oysa
Gecenin ipini çeken cellât
Beni uykusuzluğa mahkum edişine de
aşk olsun
Bâri bir rüya görseydim
Yada gördüklerimi hatırlasaydım
anlatsaydım
Uzun ve afilli cümleler kurarak
yalnızlığıma
Gecenin ipini çeken cellât
sana da aşk olsun
Düşünceler saf saf dizilmiş yine
bir sabahın alaşafağında,
tekmil bir içtima alanında herşey
Oysa yazmak akıl kârı değil
bir tedavi yöntemi
ve ben sevgilim
senin yordamalarından yoruldum sadece
Sevmekten değil
Yine hüzün sarıyorum bir sabaha
Içimde binlerce kuş ölüsü
Gidişine öksüz kalan bir o kadar da mısra
Mevsim bile isyanda
İlkbahar bitmek üzere
takvim yapraklarında
ve gidişinle sona ermiş gibi
küresel ısınma
Üşüyorum
üşüyorum
üşüyorum
Durup durup
sensizligin dibine düşüyorum
Sonrası hayallerim
Ütopik ve ahmakça
Ellerini düşlüyorum çekip alsınlar beni
Ve gözlerini
Milyon kere bakmak istediğim gözlerini
Beni yurdumdan mahrum eden gözlerini
Hiç bir şeye alınmıyorum artık ama
delirdiğim doğrudur sana...
Sefa ÇELİK
Sefa ÇelikKayıt Tarihi : 16.5.2024 12:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!