Dokunmayın ne olur bırakın haykırayım içimdekileri bırakın kurtulayım bu ızdıraptan bırakın ağlamak istiyorum bırakın yalvarmak istiyorum anlatmak istiyorum içimdekileri dökmek istiyorum be annem, ve ve beni anlamanızı istiyorum ve ve beni dinlemenizi istiyorum ilk ve son kez....
içim acıyor annem aglayamıyorum sesim kısılıyor haykıramıyorum derdim nemi anne kimmi öldü anne evladın öldü be anne evladını öldürdülerde gömmeyi unutdular be anne.. kara sevda dedikjleri bumuydu acaba ondan sonra yani canım beni bırakıp ellere gittikten sonra ne o0lduysa oldu be anne
ışıklar sondu dallar kırıldı umutlar tukendi anlayacagın şimdi arkamda umuttan oluşmuş koca bir enkazla dolaşıyorum
bütün sevgimi altın tepside önüme gelene sundum hiç pişman olmadım ama zere kadar sevilmedim ya içim ondan acıyor be anne kimse senin gibi karşılıksız sevgi sunmuyor kimse neden ağlıyorsun demiyor kimse neden gülmüyorsun demiyor demesinler be annne bende seviyorum diye diye sevgiyi bulacagım yalvardım cünkü allahıma yalvardım en içten dileklerimle bogazı veren bogazdan geceni de verir elbet gecelerce yalvardım hiç vaz geçmedim hiç vaz geçmeyecegimde çünkü zamanı gelince güneş dogmakta veyine zamanı gelince gün agarmakta defter isteyince kalem su isteyincede şarap vermiyorlarki yeter ki ne istedigimizi bilelim dimi anne
sabret derdinya hep evet anne sabredecegim ve sonunda saatler vuslatı vuracak adelet geç gelsede adalettir dimi anne öyleyse zamanı gelecek bende gülecegim öyleyse zamanı gelecek bende sevilecegim hem hiç biri olmasada zamanı gelecek bende bitecegım zamanı gelecek sana veda edecegim zamanı gelecek bende ölecegim be anne
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...