Öyle bir yerdeyim ki şimdi ,şimdilerin üşür.
Ne seni sevebiliyorum ne de sensizliği.Bir başkasının birinde eriyor bütün sayılarım. İçimdeki çocuğun bakiresi olarak gözbebeklerin önce büyüyor.
-Terk edilmiş bütün her şeyin yansımasıyım. Can kırıklarında kırılmış her şeyimi toplayamıyorum.
-Şair, git kendine yalnızlıklar topla dercesine beni yapayalnızlığın dinamitlerine atmışsın. Mayınlar döşeli, aşklar işlemeli yollarında.
İçgüdülerimde kalmış kalıntıların var.Eşruhumu küllere savurmak öyle kolay mı.Eşruhumu güllere teslim ederken, sen ben kül oldum, sensizliğe kul oldum diyorsun.
-Devleştirmeseydim devlerin cüceler bam teli sunduğu,aşk ve sonsuzluk dilinde bakir umutlarım olmazdı.
-Farkındalığının kimliksiz sorgularında kendimi sordum :
Bu yar beni unutamaz dedi kaderin cilvesi.
Her şiirde,şarkıda, acıda, yaşanmışlıkta birazlarınızın volkanları var.
Fay kırığınız var, can kırıklarınıza yakın. Gitmekle hiç gidememenin damla sahilindesin.
-Sen dizelerde ağlarken, o yapayalnız gecelerinde ağlıyor. Bu aşk gitmekle büyüse de içiniz de devleşti. Sen onun gelişini büyütürken , o gidişi, bir daha dönmeyişi, sana olan nefretlerini istifledi.
-İşte budur aşk.Aşk biri severken, diğeri ondan nefret etmektir. İnsan sevdiğinden nefret eder, insan sevdiğini düşman gibi ezmek, yok etmek, bitirmek, görmemek ister. Çünkü ondan içsel sızıların, ıslanmış yaşanmışlıkların var .
Hatıralara sığmayan sevgimi yolladım, yol ile sol yanına.
-Haykırdı hayıflarım. Keşke dedi, keşke …
-Kaç keşke var içimde bilemezsin. Bütün keşke’leri yoğurdum bir günlerimize. Yaşam resitalimin resmi bu bir günün içinde.
-Göm şimdi içinde yaşamadığım her şeye. Sakla beni bakalım, hiç seni görmemiş,seninle bütün ilkleri yaşamamış bir zaaf keşini.
-Hangi yaranın kabuğunu açsan ben varken nereye hangi yüreğine gömeceksin ki?
Tümsek bir aynanın tümseğinde kırılıyor can kırıkların
Artık aşk yüzü yok
Artık ben yüzün kırışık
Artık delirmek kendine delil
Artık yüklük kendine hamal
Artık yalnızlık kendine kalabalık
Artık güzellerin yırtık teninde kalmıyor hevesler
Artık aşkın boyunu, sensizliğin huyunu geçtim
Bu yüzden ücraların mecralarında aşkına ölümsüz gerçeğim
Sensizliğin dehlizlerinde delirmişlik kendine delil olurken hangi olmamış vakanın varisiyim, hangi olağanın olasıl adılıyım, hangi
Yaşanmazlığın yaşlı sıfatıyım. İçimde , beyaz gelinliğin gibi beyazlarını sunan gelecek giyinirken şimdi hangi sensizliğin suçlusu olarak yalnızlıkları toplamaya gideyim.
Vuslatın mezarı var mı ki gidip dua edeyim? Leylalığını bıraktığın bu yürek devletimde hangi güzelin sevgi bayrağını asayım.
-Hangi tenin atlasında öylesi renkler çizeyim söyler misin?
-Kolay mı sandın, git kendine yalnızlıklar ya da yeni aşklar topla.
Ben kağıt toplayıcısıyım sevgilim. Yüreğinin defterinden dökülen kağıtları topluyorum.
-Orada yazdıkların, yaşadıkların, imaların, bana yeniden gelişini ateşleyen kavi kabuller var.
-Sonranın başında aşkın ciğerindeki şevk sen olacak ya da senden kalacak.
-Gelmek yok.
-Gitmek çok.
-Ertelenmiş rüyaların tabirinde caizlerini yakıyor yanılmışlık.
Zamansızlığı, sensizliği resmederken kırılmışlık inanmadığın gerçekleri sunuyor.
-artık inan bana-
Zerdüşt ‘ün düş imkansızlığında bırakma ölüm ile kalmaları.
Yüreğim seni giymişken, sevdam sana bulut bulut.
Yaryüzümsün. Kaplamışsın her yanımı.Sisler hislerimi cenge çağırıyor.
-Hadi göm can kırıklarını mazinin zindanlarında. Geleceğin
Gün’eşini küstürme bu aziz ve azizeler sahilinde.
Kayıt Tarihi : 25.2.2012 13:03:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hayrettin Taylan](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/02/25/icgudulerin-guden-bakiresi-tenne-tozecan.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!