Halkla İç içe yaşamaya alışmıştım
makinalaşmıştım bende
her sabah yeninden uyanıyordum
halkın soğuk ve bilenmiş çakısı
kesiyordu yaralarımı
çocuklar henüz hayatsızdı
savaşmak için çok gençtim
barışsa ne hoş bir seda..
Halkla iç içe yaşamaya alışmıştım
makinalaşmıştım bende
zihnimin ibrişimlerinden
salmak için zülfümü
kösnüdüm hayallerime, sana
fikirlerimin üstünde bir mahrama!
Tan ağrıdı
çare değil
göz yaşı akıttım
ve
son söz söylendi bana
rayiç bedeller ödendi mi hayatımın karşılığında?
Brütüs’ü kimdi benim dünyamın?
Kitap kokusu kapının ardında mıydı?
Gerçeği gören, seni gören
yaşayan ve öğrenen
özsuyuna bulanan
efsanelerle dolan
Tolstoyla empati kuran
ben miydim? Bir hiç olan
Halkla iç içe yaşamaya alışmıştım
makinalaşmıştım bende
her sabah yeninden uyanıyordum
havsalamda bir kadın kokusu
yüreğimde dans eden bir E harfi
yoslu bahçemdeki ağaçların altında
çığırtkan bir ses!
Özel mülkiyet, özel mülkiyet, özel!..
Halkla iç içe yaşamaya alışmıştım
makinalaşmıştım bende
her sabah yeninden uyanıyordum
yaralarım vardı
yaralar
yaralar rabbin kesik kollarıdır
yaralar hayatsız bedenlerin ruhlarıdır
yaralar kalbimin minaresidir
atar damarımın mavisidir
yaralarım vardır benim
kabuk tutmak nedir bilmez!
Yaşamak, yaralara alışmaktır.
Kayıt Tarihi : 22.2.2024 08:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!