sezerdin
kimseye söylemeden hareleri
taç yapardın başına
gülerdin
ışık maskesiz takılırdı saçlarına
yüzün donuksa
gamzelerin gülerdi
dalardın arada
bir dere sesin
kurak iklimlerde akmaya çalışan
kış gelse
donacak su bulamazdı sende
dedim ki
yağmurlar yağsın yüzüne
düşsün kirpiğine
ağlamak senle
ve donmak senle
şenlik gibi kutlansın
ahhh küçük kadın
ne kadar yalnızsın
dedim git kavuş nehirlere
ayağından vurulmuşsun
koşamadın
iç kopuyor
olmuyor
kalabalıklar zehirlerdi aklını
çelimli çelimsiz yazılar
renkler ve konusmalar
sövenler
dövenler
sırtından geçerdi
kötü sözlerin umursanmadığı yere vardığında
bağıracak sesin kalmadı
kavruldu gülün
rengi açmadı
dedim ki
bir bahçen olsa
içinde havuzu
bir kaç sandalye
bir masa
uzatsan ayaklarını
baksan dünyaya
yalnızdın
koşamazdın
biliyorum için kopuyor
olmuyor
akıl satanlar
boy verenler
ve kulaçlarıyla denizleri yırtanlar
yakana yapışıp
bize aş
bize su
bize meme dedikçe
etinden et koparıyorlar
kemiklerin sessiz bir rüya
renksiz ve alışgan
derdin oysa
koşabildiğim kadar yeşil dünya
uçabildiğim kadar mavi
gülebildiğim kadar aydınlık
güzel olan ne varsa
herşey insanlara
dedinde
içim kopuyor
olmuyor
kendine köpüren şarap gibi
için için yiyip kendini
aç çocuklara sundukça
çoğalmıyor bir yanın
ne kadar kayıp var
kaç meyven dalda kaldı
sevişin fire
hesap tutmuyor
o adam bile senden kaçıyor
ışığını bilmiyor
yalnızlıklar kendine sanıyor
kapat düğmelerini
rüzgar değdikçe göğsüne
seni yoruyor
dinlenmelisin biraz
kelebekler vadisinde
akdenizde
çadılar içinde
maviliğe bir karış mesafede
vurulmuş ayağın
kaçamıyorsun
elinden cekiyorum
olmuyor
şimdi zakkumların zamanı
zehirleriyle güldürdükçe
kahkaha atmıyor arıları
dönüyor iğneler kendine
ve ilk defa
bir akrep beklerken ölüme
arı sokuyor kendine
yeniden çiziliyor harita
genetiğe
botaniğe
ben bilme dedikçe
doğa gülüyor yüzüne
ne olur kaç
perdesi beyaz cam önünden
dünya kendini yiyip bitirmeden
ne olur kaç
olmuyor
iri memeler gibi sallanıyor deniz
akşam olurken
farkındayız
ağır ağır batacağız
kuşağımızda kalem düşmüş şiirler
karalamalar
aklamalar
ve insanlıklar
bana değsin yamanlıklar
gece yine
yastığa sarılmak var
sıcaklığın yok
içim kopuyor
olmuyor
iç kopuyor yaz içinde
bir delinin hikayesinde
kendi kendine
ezildikçe
gülümse
gülümse
koptu
iç
yaz günü
alnının çatında
sarı
kurak
******az kaldı..istenmeyen mektuplar gibi..elinde bir süre bekleyeceğim..sınırsız bir şey bile bitiyor deyip..sarı süngü yapışmış zarfı..saplayacaksın göğsüne..haram kendine sevinçler..
yargılama beni..bir zakkumken azarlama gelen arıları..adil ol hayata..elveda...
Kayıt Tarihi : 8.8.2004 14:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
bir delinin hikayesinde
kendi kendine
ezildikçe
gülümse
gülümse
Kutluyorum. Güzel şiir..Saygılar..Mehmet Nacar
güzelde bir son.
tekrar tebrikler.
t.tekeli
güzelde bir son.
tekrar tebrikler.
t.tekeli
sevgiyle
TÜM YORUMLAR (5)