kuş göçü
kış göçü derken
iğdeler geldi
...ve gittiler...
zamanın sesinde sarkaç oluyorum
aykırı bir kimya özüyorum
Yuda’nın son nefesinde
dinlenirken iç göçümle erguvanın gizinde
kutsalı yeşile, yeşili maviye
ruhun kalkanına sessizliği emanet ediyorum
iğdenin mahşerlik gölgesinde
“yaz bitti” diyor şair
başladı mı yaz
ben neredeydim o halde?
“yaslan” diye sesleniyor çınar
acı gülümsüyor salkım söğüt
zait ufuklar umuyor hayattan
onuruna yakışır boyluca
borçsuz ve alacaklı
yere selamında bile
gitti iğdeler
siyahî bir ânın gözünde nöbetteyim
oysa hüznün gölgesinde ey şiirim
mavisin yine
erguvan kadar anlaşılmaz o yerde
iç göçe çıkmış kuştur kalbim
taze bir gün umuyor hayattan
sade bir yolculuk başlıyor Atlantis’e
magmada döllenen krater ve
yıkıntıyı taç eden münzevi tüm kentlere
ak sütü gibi anamın
zamandan bağışlanmış bir ondalık
bir yankıdır yaşam bazen
hüznü vuruyor saatler
eprimiş bir sayfasına belleğin
ânı mıhlarken ben
iğdeleri düşlüyorum
iç göçümün tik-tak sesinde
“iğdeler gelir”
diyor ses
“iğdeler gider yine…”
(19 Temmuz 2004)
('ŞİKÂYETNAME', Hayal Yay. Temmuz 2010, Sayfa 66)
Kayıt Tarihi : 19.7.2004 19:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
zamandan bağışlanmış bir ondalık
bir yankıdır yaşam bazen!
ve iğdeler gider....
ne kuvvetli bir anlatım, ne şiir.... sizi LS'de görmek isteriz... gruba davet ediyorum...
sevgiler
zamandan bağışlanmış bir ondalık
bir yankıdır yaşam bazen!
çok güzel diğer şiirleriniz gibi
TÜM YORUMLAR (7)