İbriğim (kıssa) Şiiri - Mehmet Şahan

Mehmet Şahan
2970

ŞİİR


41

TAKİPÇİ

İbriğim (kıssa)

İ B R İ Ğ İ M (kıssa)

Muhyiddin-i Arabî Hazretleri bir zaman,
Bağdat’a gitmek için yola olmuştu revan.

İşini görmek için gayet uzundu yolu,
Emele ermek için türlü meşakkat dolu.

Yaşlı birine rastlar tam dereden geçerken,
Bir dervişe benzetir kimdir diye seçerken.

Merakını yenemez biraz daha yaklaşır,
Tanıyor da denemez dervişle selamlaşır.

İkameti nerede? Etrafta bir ev arar,
Böyle ıssız derede ne yaptığını sorar!

Derviş der ki; “gördüğün kulübede yaşarım,
Her gün iki balıkla tamam olur başarım.

Birisi kendi rızkım onun ile doyarım,
Diğerin senin gibi kula ikram sayarım.”

Muhyiddin-i Arabî dervişe konuk olur,
Onu misafirperver ve cana yakın bulur.

Bu defa Derviş sorar: “Yalnız mı geziyorsun?
Böyle bir tek başına nereye gidiyorsun?”

“Bağdat’a gidiyorum” deyince çok sevinir,
Bağdat’ta, Allah dostu olduğuna değinir:

“İstesem benim için o dosta gider misin?
Ondan bana göre bir nasihat ister misin?”

“Ben zaten gidiyorum. Oraya da uğrarım,
Selamını iletir, nasihati sorarım.”

Yolculuk devam eder ve Bağdat’a ulaşır,
İşlerinin peşinde tüm Bağdat’ı dolaşır.

Tüm işleri bitince adresi arar, bulur;
Öyle ulu konak ki heybetinden korkulur!

Her geleni durdurur kapıda nöbetçiler,
Meramını sordurur görevli hizmetçiler!

Huzura kabulünü görevliyle duyurur;
Zaten zatın malumu onu kabul buyurur!

İçeriye girerek “O” zat ile tanışır,
Huzurunda yüz, yüze aracısız konuşur!

Biraz sohbet edince dervişten de bahseder,
Nasihat arzusunu Zat’a bizzat nakleder!

Mübarek zat bir süre gönlüne eğilerek,
Soruya cevap verir hafifçe de gülerek:

“Söyle ona dünyayı gönlünden çıkarsın, der!
Kalpte bilsin Mevlâ’yı, hep O’na yakarsın, der!”

Muhyiddin-i Arabî bu cevabı beklemez,
Nasihate şaşsa da kendi bir şey eklemez!

Biraz sabra sığınıp şaşkınlıktan sıyrılır,
Düşüncesin gizleyip o huzurdan ayrılır.

Günlerce sürer dönüş, yolculuk sona erer;
Doğru Derviş’in sazdan kulübesine girer!

Derviş merakla sorar: “Yolun iyi gitti mi?
O mübarek zat bana bir nasihat etti mi?”

“Evet, yolculuğumuz oldukça güzel gitti;
O mübarek zat sana şöyle nasihat etti:

Kalpteki Allah aşkı bedeni sarsın, dedi;
Söyle ona dünyayı kalpten çıkarsın, dedi!”

Bunu duyunca Derviş nara atar bayılır,
Bu cevabın şokundan oldukça zor ayılır!

Muhyiddin-i Arabî büsbütün hayret eder,
Bu sefer ki hayreti şaşkınlıktan da beter!

“Hiç bir şey anlamadım aklım hala şaşıyor,
Sana bırak diyen zat, ihtişamla yaşıyor!

Hiç bir şeyi olmayan senin gibi dervişe,
Bu dünyayı gönlünden çıkarsın, der ise!

Sana nara attıran bayıltan o zor nedir?
Sonra düşü tattıran bu işteki sır nedir!

Beni de bilgilendir merakta koyma böyle,
Bu işin sır ve hikmetini bana da söyle!”

Derin bir ah çekerek: “İşte sen de gördün ya;
Hiçbir şeyi olmayan, böyle yalnız bir dünya!
Sazdan bir kulübem var içinde barındığım,
Bir de şu “ibriğim” var abdestle arındığım.

Lakin ben ne zaman ki kalkıp namaza dursam,
Hakk’a yakarmak için fikredip hayal kursam.

Bütün varlığım olan o “ibrik” kaybolur mu?
Yoldan geçen bir yolcu dönüp alan olur mu?

Bu düşünce beynimi, kalbimi meşgul eder;
Söyler misin efendi var mı böyle dert, keder?

“O” zat ihtişamla saraylarda yaşıyor,
Hiç biri engel değil, o hepsini aşıyor!

Üç kuruşluk “ibriğim” akıl koymuyor serde,
ALLAH’la aramızda her an oluyor perde!

İşte bu yüzdendir ki; nasihatte bulunmuş,
Gereken dersi almak hakikatte kulunmuş!”

Pir-î Fâni unutma: “Dünyaya kanmayasın,
Üç kuruşluk mal için ateşte yanmayasın!

Öyle sev ki Mevlâ’yı, O senin yârin olsun,
Kazan ahir dünyayı en büyük kârın olsun…

MEHMET ŞAHAN (PİR-Î FÂNİ)
03.07.2021 - İSTANBUL

Mehmet Şahan
Kayıt Tarihi : 3.7.2021 22:32:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mehmet Şahan