.
.
.
.
her adımımdan bir sen koparak yürürdüm
yanardı topuklarım
nereye dokunsam kül duman
devrilse de orta yerinden
yüreğimin sokaklarına
gözlerinin saçağından buzullar
direnirdim
tutukken ve yüzlerce yıldır saklıyken
boşalırdı nehirleri gururumun
ellerime incinirdim
gözlerime incinirdim
delirirdim
su kadar sertken yatağında ağlamalarım
nasılda budardı dilimin kemiğini adın
sonbahar akardı
ve ardımsıra koca bir sancı kıpırdardı
gülerdin
siyaha çekilirdi alfabeler
terden sırılsıklam ellerim dağılıverirdi dizlerimde
acıya merhem gibi akardım
sense
dağlardın
.
.
.
.
göğümün yaprağı düşüyor ekim!
nabızsız gül bahçeleri sağımda solumda
koyu bir urgandır artık hafızamda salınan
sorma rengin ne!
hangi dile çevrilebilir diken üstünde büyümek
öksüz binlerce ayna dizilmişken gözlerime
.
.
.
.
Kayıt Tarihi : 27.11.2008 12:10:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
//nasılda uzun saçlı pencere bu kaburgası sesten önce akşam belirecek sonra boşluğun geçecek içinden//
![Belgin Erturk](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/11/27/ibre-2.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!