ibrahim
içimdeki putları devir
elindeki baltayla
kırılan putların yerine
yenilerini koyan kim
güneş buzdan evimi yıktı
Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin,
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.
Devamını Oku
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.




GÖNÜL, içinde sadece ALLAH'ın kalması gereken EVdir. Onu kimse yıkamaz. O zaman nasıl seveceksin ALLAH'ı, her şeyden çok?
İçine zaman zaman dünyevi güzeller girecek. Aşkı öğretecek. O öğretityle ALLAH'ı sevecek, daha daha çok seveceksin.
Hz. Muhammet S.A.V. ın gönlü yok mu olmuştu? ZEYNEP annemizi görünce? Bu olay üzerine AYET indi.
Bir gönülde ancak bir sevgili olmalı ancak DAİMİ SEVGİLİ, yani ALLAH... Fiğerleri misafir... Fani... Geçici... Nitekim, VUSLATtan sonra o sevgiler rampayı dönmekte, ALLAH AŞKI ise gittikçe tırmanmakta, asla azalmamaktadır.
Tasavvufta öyle denir. Dediğiniz gibi... Rabıta verilir ve dünya ile içindeki her şeyi yok etmeniz, içinizi bir şişe gibi boşaltmanız, onu da taşa çalmanız söylenir. Bunu, zikir zamanı, geçici olarak, bir süreliğine yapabilirsiniz.
Gönlümüzde, ana baba, evlat eş, sevgili arkadaş gibi pek çok sevgi var. İnkârı mümkün değil. Olmalı da... Vatan sevgisi imandandır. o da var.
'Ya Ali! Allah'ı sever misin?'
'Evet, Ya resulullah.'
'Beni sever misin?'
'Evet, Ya resulullah.'
'Fatımayı sever misin?'
'Evet, Ya resulullah.'
'Hasan'la Hüseyin'i sever misin?'
'Evet, Ya resulullah.'
'Ya Ali, bunca sevgi içindeyken, Allah'ı nasıl seversin?'
Bu soruların bir de cevapları vardır. Onlar ki rehber şahsiyetlerdir. Onlar, herkesi severlerdi. GÖNÜLle sevilir. GÖNLÜ yok etmekmümkün mü? Lafta kalır o.
GÖNÜL incitilmez. İçinde ALLAH var. Allah'a sormuşlar:
'Adresin nedir? Nerdesin?'
'KIRIK GÖNÜLLERDEYİM!' demiş.
Yani ETKİYAların gönlünde... İncitilenkulların gönlünde...
Sayın Selçuk Bekar ve Mehmet Binboğa,
Dün geceki yorumum biraz yanlış anlaşıldı galiba ,lütfen özrümü kabul edin.
Şiiri ve yorumları okumayı bitirdiğimde yatmak için geç bile kaldığımı fark ettim ama sıkı sohbetinizi kıskandığımı da belirtmeden geçmek istememiştim.
Bugün işten gelir gelmez ,dün gece kaldığım yerden yorumları okumaya başladım. Güzel gelişmeler olmuş ve hatta eklemek iştediğim hiç birşey bırakmamışsınız sağolun.)))
Selçuk bey de çok sevdiğim,anlam dolu bir Nasrettin Hoca fıkrasını yapıştırmış hemen oraya.
Sevgi ve saygılar.
Fikret Şahin
Zamansız bahçeyi günün ilk saatlerinde Onur Hanım'ın Cennet olarak tanımladığının şâhidiyim.
Fakat (benim kafamdaki sorunu tam olarak gidersin gidermesin) beklediğim tevil Sinyali'nin şu şu sözleridir:
önce terk sonra da terki terk ile gidilen bu yolda galiba bana bunu(gönlü) bile terk etmem söyleniyor..bunu bile yık diyen var...sen bu yolun ustasısın..söyle ne olur bunu da mı yıkmam gerek
Gönül kabesindeki putları yıkmak yetmiyor..gönül dahi yıkılacak ve put kalmayacak
bu durumda divanı kebirde mevlana şöyle yalvarıyor...
gönlüm, gönlüm, ey gönlüm, gönlümü incitme
ZAMANSIZ BAHÇEyi açıkladım ya...
Yorumları okumuyor musunuz?
BAHÇE: Cennet...
ZAMANSIZ BAHÇE: Zamansız cennet...
Dünya, sürgün yeri...İmtihan salonu... Dünya bahçeleri, Babil'in Asma Bahçeleri de olsa, ZAMANSIZ CENNET...
Dünyada cennet aramak, bulduğunu sanmak, aldanıştan başka bir şey değil. Yani maddi anlamda... Sonu hüsrandır. Fakat, ZAMANSIZ CENNETe ulaşılabilir ama MANEVİ YÖNDEN... O da HAKİKÂTe ulaşmak, MARİFETe ermekle mümkündür.
ZAMANSIZ CENNET kucaklayanı, âşık olduğu GÜZEL terk etmez. Onda kalır. O GÜZEL, güzel isimlerin sahibi olan ALLAH'tır.
ALLAH'a yar olan, cennettedir. Bahtiyardır.
Bu cennet, dünyada iken girilebilen, ZAMANSIZ CENNETtir.
Sanırım soru kalmadı.Anlaşıldı.
Mutluluklar...
Çok şükür hallice bir tevil geldi.
Bizim de işimiz yıkmak değil, yapmaksa,
Aldık kabul ettik...
Her büyük kelime de... tek bir büyük harftir ayrıca... her harf, bir nokta... Onun da nerede olduğunu bilmeyen yok.
Muhabbetle.
Yine yine yine yine unutmadan:
Mehmet Bey,
Bu okulun hocalarının ağır bir yük gibi sırtlarında taşıdıkları kişi olarak ismimi en üstte zikretmiş olmanız ne kadar isabetliydi...
Yaşadığı zamanda çölde dolaşır gibi yalnız yaşamaış olan Halet Çelebi TAM BİR BEYEFENDİ GİBİ YAŞAMIŞ VE YAZDIĞI MISRALAR DA BEYEFENDİĞİNİN İZ DÜŞÜMÜ.
Mehmet YUSUFLAR
Sinyali Bey,
son yorumunuz harika...
teşekkür ederiz... faydalandık...
ve ayrılmadan önce son bir not...
antolojide bundan önce yazdığım yorumlarda asaf halete ait bir ifade vardır ki..onlarca kişiye yazmışımdır..bugün yazmazsam olmaz diye düşündüm
''Şiir, kelimelerin bir araya gelmesinden hâsıl olan büyük bir kelimeden başka bir şey değildir''
Herkese en derin saygılarımla..
Şiirin sırrı bence ''zamansız bahçeler'' sözcüğünde...
tasavvufun ve türkçenin en nadide kelimesi olan ''gönül'' şiirde, zamansız bahçelere teşmil ediliyor..İçinde zamanın olmadığı bahçeler.
zamanın ötesindeki, zamanın üstündeki bahçeler.zaqman düzleminin dışındaki bahçeler sanki .ravza i cinan..cennet bahçeleri..
geleneksel tasavvufi öğreti her mesleğin bir Pir i olduğunu söyler..
Put kırıcılık imesleklerin mesleğidir ve aynı kökten gelen ''seyri süluk'' içinde bitmeyen bir iştir..bir ameliye bir eylemdir...
İşte bu mesleğin baş ustası put kırma medeniyetinin başlatıcısı olan ibrahim...seninle dertleşiyorum diyor şair..tevhidi inancı , bir uygarlık olarak yeniden ikame eden en büyük yenileyici ..anla ve dinle beni diyor...
ben senin yaptıklarını takliden ..işe baltayla başladım ...ben kırdıkça habire yenileri geliyordu..tıpkı senin bir zamanlar yaptığın gibi güneşe yöneldim...o da içimdeki soğukluğu muhabbet dışılığı yokederek bir kısım putları yıktı..
ama ben içimi masivadan tamamen temizlemek isteyen birisi olduğumu düşündüğümde güneşte bu evde bir puttu..güneş bile girmemeliydi içime...Güzellikler güzel ahlaklar bile dış görünüşüne takılıp kaldığımız taktirde put olurlar..ben zamnsız bahçeleri kucakladım..içinde zamanın olmadığı bir yoklukta başka bir düzlemde bu dünyada ve zamanın olmadığı bir düzlemde bir bahçe kurdum kendime.. gönlümü cennet bildim...
cennet elbet güzelliklerle dolu..senden rivayet eden mevlana divanı kebirde, Eğer gönlüme bir güzelin hayali gelirse, onu azarlarım diyor..anlaşıldı benim de onları azarlayabilmem gerekiyor..
lakin üstadım...ruhaniyetine sığındığım nebi..iş öyle bir raddeye geldi ki..
önce terk sonra da terki terk ile gidilen bu yolda galiba bana bunu(gönlü) bile terk etmem söyleniyor..bunu bile yık diyen var...sen bu yolun ustasısın ..söyle ne olur bunu da mı yıkmam gerek
Gönül kabesindeki putları yıkmak yetmiyor..gönül dahi yıkılacak ve put kalmayacak
bu durumda divanı kebirde mevlana şöyle yalvarıyor...
gönlüm, gönlüm, ey gönlüm, gönlümü incitme..
/////
burada önemli bir zincirden söz etmek gerekirse
Mevlana yolunun devamında en büyük pınarbaşısı olarak ekseriyetin kavli odur ki şeyh galibtir..Bu asırda da mevlevilik yolunun ve şeyh galib yolunun en nüfuz edici şahsiyeti kanaatimce ve bir çoklarınca belirtildiği üzere asaf halettir
Toparlayabildik mi bilmiyorum...
karar yüce halkımızın
:)
30 yıldır şiirle iç içeyim..
Şiirsiz günüm geçmez… 21.yüzyılın şiiri nasıl olmalıdır..
Geleneğe bağlı ama yeni olmalı… köprü ayakları sağlam olmalı…
Son zamanlardaki kanaatim …. Şeyh Galib’i merkez yapmak yönünde…
Şeyh Galip-Ahmet Haşim-Asaf Halet Çelebi ve İkinci Yeni harmanı….
10 yıldır şiir sitelerinde gezinmekteyim… 1-2 yıldır gerçek ismimle yazıyorum..
Genelde yorum yazmaktan çekiniyorum..
Antolojide günün şiiriyle ilgilenmezdim… bu aralar dikkatimi çekti…
geç kaldığım için hayıflandım..
Burası resmen bir şiir okulu…
Site yönetiminden ricam bu bölümü biraz daha geliştirsinler..
Bunun için anket yapılabilir.. değişik görüşler alınabilir…
BU OKULUN SAYGIDEĞER HOCALARI:
Selçuk Bekâr
Mehmet Binboğa
Evliya Çelik
Sinyali
Sükûn Ve İnşirah
Onur Bilge
Xalide Efendiyeva
Que Sera Sera
Ali Oğuz İyidiker
İşten çıkınca ilk işim yorumları okumak…
hepinize teşekkür ediyorum..
Saygılarımla..
Bu şiir ile ilgili 132 tane yorum bulunmakta