Bulutların rengine kederim yoktu
Ağlamadan bir günüm geçmiyor anne
Şafakların rüzgarına hasretim evvelden
Saymadan birtek günüm geçmiyor anne
Etrafıma örülmüş çelikten duvar
Bir kadırga nasıl yırtarsa denizleri
Nasıl ki bir ayna boyarsa resimleri
Bir kanyon heran buluyorsa derinleri
İşte seni öyle derin seviyorum ben
Gizliden uçuyorsa sabah güvertene
Dünyada bire dair
Yanlızca sen varsın
İkiye dair biz
Üç oğlumuz üçe dair
Dört kitabım
Avucumda ulu güneş
Ne zaman yüzüne dökülsem
Yüreğin benlenir
Yüreğinde bekle desem
Beklemezsin
hemen gidesin gelir
Tövbelermi beklemek beni
Işığı toprağı böceğiyle
Ön balkonlarda kaldı güneş
Serinliği taşıyorum şimdi arka bahçeye
Arka bahçede elinde kırmızı tokasıyla beyaz gömlekli bir çınar duruyor
Şimdi kırmızı tokasını taktı
Beyaz gömleğini çıkarttı
yaşım kırkbeş
yolun yarısının biraz ilersi eder
basitlerin bile imkansızlaştıgı çagdayız sanırım
bu ne keder bilader
su aygırı deil
at aygırı
hatay gri deil
suvar iç
sıva gri
cam mavidir
gözlerinde başka bir gün var
yarın degil bugün degil degil dün
öylesine bir gün
alevli sesin gibi neffis
Başka başka kapı kapı açar açar sın sen
uzak uzak yoldan yoldan koşa koşar sın sen
kare kabe küp küp kılır kılar sın sen
biliyorsun ki ki neden neden ben sin sen
Yaşı yaşı gönlün gözün sinem de
Yaslandığın kaktüs ola
içtigin sicim ip
el salla tabuttan
güle güle sevdiğim
şeytanını alda git
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!