ağladığım ilk andı belki de o şeb-i hicran
yıldızları saymıştım herşeyi unutmak için
becerememiştim ya gerçi bekliyordum her an
çıkıp gelecektin gün doğmadan sabah olmadan
kaldığım ilk andı yapayalnız o şeb-i hicran
sana olan son sözümdür
sevme beni anla yeter
bakışlarım önsözümdür
sevme beni anla yeter
mektup olup gelme bana
yine aynı yemeği yedin
aynı masada
aynı arabayla aynı sokaklardan geçtin
aynı sahilde adımladın
taksim aynı taksim
beyoğlu istiklal aynı
daha gençsin gurur yıkar
akıllı ol uslan yılmaz
elin kızı yaman çıkar
gel şimdiden ıslan yılmaz
bir ekmekle doyulmuyor
gündüzün geceye kavuştuğu andır
senin beni terkedişlerin
nedendir bu zamanlardaki hüznüm
hatırası gelir aklıma bir bir
sevdiğim türlü kızların
gençliğimin bilmecesidir
gerçeği örter sandığım
siyah yorganın altında
yalandan da olsa
soluk verip almakta olan
kayıp şehri bulmuştum
soğuk duranda geceyi
kapıyı yavaşına bırak öylece
çarpmaya cereyan yeter zaten
günahımın hatırına tonla ateş
yoğunluğuna telaş ömrümden
çaycı buz ettin ocakta beni
maviye
yeşile ve
sana inat
hüzün ektirmeye tohumlarım var
tane ile satılan
bir de kırılgan gülüşlerim
acımayacak de mesela
yalnız seni sevecek de
seni düşünecek gecesinde
gündüzüne seninle başlayacak
seninle çıkacak yürümelere
kuşları beraber yemleyeceksiniz de
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!