Nuh’un gemisine binmemiş nesli
Tufan neymiş bilmez kimi insanın
Kayya kuyusunu duymamış belli
Yalan denizinde yüzer kimi insanın
Yüzüne bakınca gözün kamaşır
Kan kokusu tiksindiriyor İslam’ı
Cellât müşrik, kurban Müslüman
İnsan olan Boğazlar mı insanı
Cellât müşrik, kurban Müslüman
Sokak ortasında insan kellesi
Adı ziyarettir Hac yapmanın,
Kâbe taşına yüz sürmek değil.
Anlamı yok taşa yalvarmanın,
Mübarek olan mekân taş değil.
Putperestler taşa yüz sürerdi
Birde kılıbığı anlatayım size
Vardır her evde bir kılıbık
Kadın, yiğidi getirmiş dize
Her koca farklı bir kılıbık
Cicim aylarında başlar kumpas
Elçi gönderdi hak Peygamberi
O Mucize Kelam, insana indi
Kırılsın şirk koşanların kalemi
Oku dedi, oku emriyle indi
Cehlin ıslahı, Kur-anla başladı
Bülbül de doyamamış güle
Bir dikendir onun sevdası
Hükmetmiş girmiş gönlüne
İnletir onu gülün sevdası
Güz gelir yaprak sararır
Seninle açtım gözümü
Can dedi sana bu can
Hiç unutmadım sözümü
Sana adaktır bu can
Bu dünya sensiz sürgün
Ezelisin sen de bu gönlün ezeli
Gönüll kimi severse o dur dünya güzeli
Kırdın dallarımı bana kaldı gazeli
Alev alev yandım da külleri kaldı
Rüyamda gördüm bir köşe başında
Kah birinin yüreğinde kendini ğitirirsin
Kah birini ğüreğine alır kendini bitirirsin
Sen hangisisin, ben hangisi
Zehir verdi şerbet niyetine
Dost elinden olsun be ölüm
Eremedim aşkın gizemine
Ağu ile mayalandı gölüm
Aşkın evresini kısa atladım




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!