Hatırlıyormusun öğretmenim
Yıllar önce köyümüzde..
Bana şiir okutmuştun
İlk satırdan sonra
Sahne arkasına saklanmıştım, utanmıştım
Şimdi benimde öğrencilerim var
Ayrılık yoktu filmin sonunda
Böyle değildi bu senaryo
Ayrılmıyorlardı
El ele tutuşup yürüyeceklerdi
Güneşin battığı yere doğru.
Sarılıp
Seni özledim yaban gülü
Rengini, kokunu
Beyaz bulutlu mavi gökyüzünü,
Parlak güneşini,
Ilık esen nazlı rüzgarını,
Kömürsüz havanı,
Benimle yalnız kaldım yıllar sonra
Baş başa
Dinledim sessizce sesimi
Çocukluğumu hatırladım
Orman güllerinin üzerinden atlar
Cilim çamurdan araba yapardık
Islak dallar kurumadı
Sislerin yağmurun altında kaldı
Omzumda yük koyacak yer kalmadı
Yarıkara günlerin altında kaldı.
İşte yine sis çöreklendi üstüme
Seni bekledim
Bugün
Mektubunla hasret gidermeyi,
Bekledim postayla gelirsin diye
Mardin şehir postanesinin önünde.
Geç kalan posta arabasında sen vardın.
Sana şiir yazarım demiştim
Yazamadım
Ellerim titredi
Bana bir hal oldu
Dilim tutuldu kelimeleri unuttum
Harfler uçtu sanki mürekkep dağıldı kağıda
Eve gitmek istemiyorum diyordun
Eve giderken benden
İçten gelen bir sesti bu
Gönderme beni eve
Eve gitmek istemiyorum.
Çınar ağacının altında saatlerce sohbet ettik
Ellerinde bir ömür, alın teriyle yoğrulmuş,
Her çizgide bir hikâye, yılların savurmuş.
Gözlerindeki huzur, dağların doruğundan,
Dört yıl asker olmuş, sabır taşına dokunmuş.
Harel kokardı elleri, çalışkan günlerin izi,
Sana mektup yazamadım
Yıllar geçti bir eser okumadım
Sen bize eserlerim derken
Sınıfta kaldım öğretmenim
Arkadaşım ekran ile klavye
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!