bu karanlıkta gürültülü böcekler bölüyor
alışılagelmiş insansı yalnızlığımızı.
ve gece, ormanlar, siluetleri ırmağa dökülen dağlar.
Çekilmiş perdeler ardında dağlara vuran akşamın
Kanatsız kuşlar gibi rüzgara savrulan
Veda sözleri duyuluyor
kızıl nehirler üzerinde..
Tutukluk yapan sözlerin öldürücülüğü
bir göz kaldı yıkılmaz duvarlarda
bir gözleyişin sonu dizildi ardına
son şarkıların tükenişine karıştı anılar..
bir delinin hikayesi söndü mezar taşlarında
eskicilerin eskittiği yamalı bir kumaşa sarıldı umutlar
Gelip geçiyor tarlaların üzerinde
MEvsimlik çekirgeler, ekinler rezil
Sonrasızlık yağmurları akıntı, deniz
Ve -lar kadar her şeyde çoğul olan..
Çoğullarda karışan kara toprağa.
Karanlık çöktü şehrin üzerine dumanlı tepelerden
Kalabalık kan kaybetti yine ağır ağır
Yıllarca ezilen yolların kulakları artık sağır..
Gözleri kör bütün bulutların.
Yağmur...
Uzayan sessizliğin bozmaya gelen davetsiz misafir
Kalmaz kanlı aydınlıkların ardında
Kanını neşeyle yoğurmuş kimseler
Ansızın bu suskuluklu geceler
Kaçırır şarkılarını bodur ağaçların.
Açıp ölmeye yüz tutmuş gariban hücrelerin
ah var
sönen gecelerin ayazında
gümüş sularda yanan zamanların
ardında
ardından gelmeyen zamanlar var.
geçmişten bir idam aynası ağlar duvarlara
Baygın ağıtları yükseliyor şehrin
Sokakların tavanında belli belirsiz
Bir savaş sonrası kışı yaşanıyor
Raksediyor uzak karlı ormanlar
Melez gökyüzü renklerinin şarkısında.
oyunun ortasında
oyunlar oynanır.
tiyatrolar samimiyetle
kavgalar gerçekçe.
sisler içinde gülüşler hatırlanır
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!