İbrahim Kaypakkaya Şiiri - Yusuf Ter

Yusuf Ter
776

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

İbrahim Kaypakkaya

Yere düşmedi ki serin yoldaşım
Dağlarda mahpusta ismin var senin
Ağa, aşireti korku sarsa da
Dağlarda mahpusta ismi var senin

O bir devrimcidir açılmış sancak
Kızıl bayarak diker yalnız o ancak
Bilirim ki bu meşale yanacak
Dağlarda mahpusta ismin var senin

Geceler uyandı onun sesinde
Köylüler birlikti komitesinde
Ülkemin, dünyanın ta ötesinde
Dağlarda mahpusta ismin var senin

Sosyalizm tohumu ektiğin şehir
Yeşerecek dağlar akacak nehir
Davanın uğruna düşmüştün zahir
Dağlarda mahpusta ismin var senin

Sırını vermedin cani itlere
Kızıl bayrak açtın hürriyetlere
Boyun eğemezdin aklı kıtlara
Dağlarda mahpusta ismin var senin

Yusuf’um munzurda dumanın tüter
Ateşi sönmüyor ağalar beter
Halk bir gün gelirse isyanlar eder
Dağlarda mahpusta ismin var senin

Yusuf Ter 14.10.06
Saat 04:27 İsviçre

Yusuf Ter
Kayıt Tarihi : 14.10.2006 14:18:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


İbrahim Kaypakkaya İbrahim Kaypakkaya (1949 - 1973) , Türk devrimci, aktivist, öğretmen, Türkiye Komünist Partisi Marksist-Leninist'in kurucusu. Hayatı İbrahim Kaypakkaya 1949'da Çorum'da doğdu. İlkokulu Karamahmut, Ortakışla ve Alacaköy'de okudu. 1961'de Hasanoğlan Öğretmen Okulu'nun sınavını kazandı ve öğrenimini burada sürdürdü. Devrimci düşünceyle Hasanoğlan Öğretmen Okulu'nda tanıştı. Bu okuldan mezun olduktan sonra, Yüksek Öğretmen Okulu Hazırlık Sınıfına bir yıl devam etti ve İstanbul'da Çapa Öğretmen Okulu'na kaydoldu. Aynı zamanda İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü öğrecisiydi. Bu yıllarda, özellikle devrimci gençliğin antiemperyalist mücadelesine yakın ilgi duydu. Sosyalist düşünceyi benimseyen Kaypakkaya, okuldaki arkadaşlarıyla birlikte Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF) İstanbul Sekreterliği ile ilişki kurarak, kendi okullarında da örgütlenme çalışmalarına başladı. Bu yıllarda Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi olan Kaypakkaya, siyasal düşüncelerinin yanısıra, sanata ve edebiyata olan eğilimi, her konudaki bilgisi, alçakgönüllü kişiliği ile dikkati çekti. Mart 1968'de, Çapa Yüksek Öğretmen Okulu'ndaki arkadaşlarıyla FKF'ye bağlı Çapa Fikir Kulubü'nü kurdu. Kurucuları arasında Muzaffer Oruçoğlu'nun da bulunduğu kulüp, okul yönetimi tarafından tepkiyle karşılandı. Yüksek Öğretmen Okulu'ndaki devrimci öğrencilere karşı, baskı ve sindirme politikası başlatıldı. Fikir Kulubü'nün başkanı olan Kaypakkaya, 6.Filo'ya karşı bildiri yayınladığı gerekçesiyle Kasım 1968'de okuldan atıldı. Buna karşı Danıştay'dan yürütmeyi durdurma kararı almasına rağmen, Kaypakkaya'nın Çapa Yüksek Öğretmen Okulu ile olan ilişkisi kesildi. Bu dönemde 6.Filo'ya karşı eylemlere, öğrenci örgütlerinin düzenlemiş olduğu gösterilere katılan Kaypakkaya, FKF ve TİP içinde başgösteren ayrılıklarda, Milli Demokratik Devrim (MDD) görüşünü benimsedi. Okuldan atıldıktan sonra, çeşitli işlerde çalışarak ve matematik dersi vererek yaşamını sürdürdü. Yine bu yıllarda, özellikle İşçi-Köylü Gazetesi'nin İstanbul'daki bürosunda çalışan Kaypakkaya, burada, Aydınlık Sosyalist Dergi ve Türk Solu'nda çeşitli yazılar yazdı. 1969'da FKF Genel Kurulu'ndan sonra, MDD görüşünü benimsemiş olanlar arasında başgösteren ayrılıkta, Doğu Perinçek ve arkadaşlarının başını çektiği, Proleter Devrimci Aydınlık (PDA) çevresiyle birlikte davrandı. 1969 ve 1970'te yoğunlasan kitlesel eylemlerin büyük bir bölümünde yer aldı. Silivri Değirmenköy'deki toprak işgalini desteklediği için gözaltına alındı. O yıllarda meydana gelen Demir Döküm, Petrix, Sungurlar, Gıslaved gibi işçi eylemlerini de destekleyen Kaypakkaya, 1971'de Çorum ve yöresini gezerek, izlenimlerini 'Çorum İlinde Sınıfların Tahlili' adı altında kaleme aldı. Bundan sonra bir süre Malatya, Tunceli ve Gaziantep yörelerinde örgütsel etkinlikte bulundu. Sıkıyönetim ilanıyla birlikte aranmaya başladı. 1972'de o güne kadar birlikte olduşu PDA çevresiyle ideolojik anlaşmazlığa düştü. Aynı yıl Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi (TİİKP) 'nden koparak, birlikte olduğu arkadaşlarıyla, Türkiye Komünist Partisi Marksist-Leninist, ve ona bağlı Türkiye İşçi Köylü Kurtuluş Ordusu'nu kurdu. Özellikle Malatya, Elazığ ve Tunceli civarında örgütlenen TKP M-L'nin aynı zamanda ideolojik önderliğini de yaptı. Ölümü 24 Ocak 1973'de, Tunceli'de, Vartinik-Mirik Mezrası'nda çıkan çatışmada, Ali Haydar Yıldız öldürüldü, kendisi yaralandı. Yaralı olarak kaçan ve beş gün çeşitli köylerde saklanan Kaypakkaya, 29 Ocak 1973'de kaldığı köyde bir öğretmenin ihbarı üzerine ele geçirildi. Yaralı olmasına rağmen yürütüldü. Buradan ayakları donmuş olduğu halde Diyarbakır'a getirildi ve hastaneye yatırıldı. Ayaklarının kesilmesine izin vermemesine karşın, yemeğine ilaç konularak, donmuş olan ayakları kesildi. İyileştikten sonra günlerce işkenceye maruz kalan Kaypakkaya, sorgusunda kendisini ve örgütünü bağlayacak hiçbir ifade vermedi. 16 Mayıs 1973'te götürüldüğü sorgudan iki gün sonra Diyarbakır'a gelen babasına, intihar ettiği söylendi ve işkencede parçalanmış cesedi teslim edildi. İşkencedeki direnişinden dolayı İbrahim Kaypakkaya ' Ser verip sır vermeyen yiğit.' olarak anılır.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Selfet Duran
    Selfet Duran

    hocam yüreğinize sağlık yinelemem
    okurkan çok duygulandam
    emeğin hakkı için çarpışan lomünist önderleri saygıyla anıyorum
    1 ibrahim
    2 ali haydar
    3 mehmet demirdağ
    4 ali uçar
    yaşasın halk savaşı

    Cevap Yaz
  • Fatma Farrow
    Fatma Farrow

    Yemin olsun dun icimden yazabilirmiyim ki diye gecti ama beceremem diye geri durdum.'Ser verip sir vermeyen'Ibrahim Kaypakkaya'yiCok sagolun.Saygilarimla.

    Cevap Yaz
  • Yılmaz Kahraman
    Yılmaz Kahraman

    Cevap Yaz
  • Yılmaz Kahraman
    Yılmaz Kahraman

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (4)

Yusuf Ter