Sen ve ben aşk ikliminde
Yağan aşklar altında ıslak
Sen benim, ben de senin kalbinde
Ömrümüzce yaşasak
14 Mayıs 2008 Ankara
Tarih şahittir! Cihan titrerdi kudretimizden;
Nice devletleri kurtardık, zalimin zulmünden
Oğuz atam, yedi günlükken yürüdü gürledi
Genç yaşta, tek başına canavarı yere serdi
Gece ıp ıssız
Korku sınırsız
Soğuk amansız
Üstsüz başsız
Beş parasız
Belediye parkında
Evlerin ışıkları tek tek sönüyor
Gecenin bir yarısı şehir uyuyor.
Sabaha dek uyku, dünek haram bana
Yine ızdırap saatlerim başlıyor
Şimşeklerin şavkı vuruyor içeri
Camlara çarpıyor rahmet taneleri
Munzur dağı zirvesine ulaşsak
Zirvesinde ateş yakıp kışlasak
Hasretiyle yanıp, yanıp kavrulsak
Ne güzel görünür bizim Erzincan
Cümle âlem güzelliği seyretti
Yazları kullandıkları
Boğazdaki yalıları
Mavi köşkün bakıcısı
Bahçevanı
Ahmet efendi
Oğlu mehmet emsaliydi
Yeryüzünün hayat iksiri
Gökyüzünden süzülür gelir
Her düşen damlada Hâk zikri
Huşu içinde çeken bilir.
Yağmazsa park, park çatlar toprak
Eller nasır kürekte
Yaşantılar yürekte
Çalışmaksa ibadet
Gönüller hep secdede
Ömrü geçer gurbette
“Zulm karşısında susan dilsiz şeytandır”
Bahş edilen hilm ve öfke fıtrattandır
Görsem ki zalim zulmünde inler yetim
Kim demiş ki aslan o kükreyen benim
Nemci senin oğlanla benimki
Yukarı mahalleyle maçta
Yok goldü değildi
Aynı bizim gibi
Dalmışlar adamlara
Ulan bari onlar dövseydi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!