İbrahim Kaçıran Şiirleri - Şair İbrahim ...

Milli Eğitime öğretmen olarak başladı. Gaziantep şahinbey ilçe milli eğitim müdürlüğü yaptı. Gaziantepte Seçkin kolejinin sahibidir

İbrahim Kaçıran

ADINI SEN KOY

Umuda soluk kala,
Karanfil sokakta,
Bir dal uzandı bana yeşilden,
Ilık bir ilkbahar akşamı,

Devamını Oku
İbrahim Kaçıran

ADIN OLMAZ
Bir mabette ibadet etsem;
Günahlarımın affı için,
Allaha yakarsam,
Dualarımda adın olmaz…

Devamını Oku
İbrahim Kaçıran

AĞUSTOS
Köyüm on bir yaşına kadar büyüdüğüm yerdir benim. Bana ait bir mülkmüş gibi sahiplenirim köyümü. Ailem, akrabalarım ve diğerleri… Köyümün dağı, taşı, toprağı hepsi el değmemiş bir hazinedir benim için. Küçük köyümün dar sokakları, kerpiç evleri, rüzgârın esip geçtiği avluları, gurbetçilerin arkasından su döküp döneceklerini bekleyen yaşlı anaları, aklımdan hiç mi hiç çıkmıyor ve üzerime yoğunlaşıyor anıları.
O kadar özlüyorum ki, o anıları, beyaz badanalı evleri, dar sokakları, bahçeli evleri, su kuyularını ve daha da önemlisi o değerleri değer yapan şimdi Ağustos gölgesi yemiş parçalarımı hiç unutamıyorum.
Parçam dedim de, hep beraber büyüdük köyümün harman yerinde, fıstık bahçelerinde. Her gün bir bahçe de yeşiller düşerdi üzerimize. Kimi zaman o dallara uzanırdık küçük ellerimizle. Kimi zaman saklambaç oynarken saklanırdık kökünde. Her çocuğun bir bahçesi ve ağacı olduğuna inanırdık.
O mutlu ve doğal günlerimizde, ayrılık, ölüm, veda, gözyaşı, hüzün sadece masallarda olur veya kurguydu ya da ben öyle sanıyordum. Kim bilebilir ki, bizim için gün gelecek masallar ve kurgular gerçek olacak, kim bilebilir ki, çok geçmeden Ağustos hepimizin cellât’ı olacak.
Aslında karamsarlığı yazmak hiç de tarzım değil, ama bazen insanlar duygularıyla hareket edebiliyor. Bir hatıranın sizi alıp götürdüğü yer, bir yazıya sığamayacak kadar geniş olduğunu biliyorum. Ama yinede ben, bugün duygularımla hareket edeceğim.

Devamını Oku
İbrahim Kaçıran

AYNA
Geçmişin sırrıdır ayna,
Şu bildiğimiz zalim ayna.
Aslında çok cömerttir,
Neysen onu gösteri,.
Bir gram ne eksik, ne fazla.

Devamını Oku
İbrahim Kaçıran

BAŞI DUMANLI TÜRKİYE’M

Sen ki, 600 yıl boyunca 8 milyon kilometre kare topraklarda, 38 ülkeden oluşan Asya, Avrupa, Afrika olmak üzere üç kıtada at koşturan asil bir milletin anayurdusun.
Viyana kapılarından Kafkasya’ya buradan Fas’a kadar adaleti, İslam dininin ahlakını, vicdan hürriyetini, sevgi ve saygıyı götürmüş bir imparatorluğun devamısın.
Sen ki, Akdeniz’in, Karadeniz’in, Rumeli’nin, Anadolu’nun, Rum’un, Dulkadir Vilayeti’nin, Azerbaycan’ın, Acem’in, Şam’ın, Halep’in, Mısır’ın, Mekke’nin, Medine’nin, Yemen’in ve ecdadımın fethettiği daha birçok diyarın hâkimisin.
Engin hoşgörünle Müslüman camilerinde ne kadar hür ibadet ederlerse, esaretin altındaki Hıristiyan tebaanın da aynı şekilde serbestçe ayin ve ibadetlerine izin verilen hoşgörünün merkezisin.

Devamını Oku
İbrahim Kaçıran

KUMSAL

Hırçın dalgalar duygusallaşır,
Yakamoz doğunca.
Martılar izdivaca çekilir,
Gün akşam olunca.

Devamını Oku
İbrahim Kaçıran

Eylül hep mahzun hep solgundur içimde,

Giderken hazanın rengini bırakır gözümde.

Bazen buselik tadında bir şarkı gibi durgun,

Devamını Oku
İbrahim Kaçıran

İNADINA HAYAT

Bazen, geceler kurşun gibi çöker üstümüze,
Gündüzümüz döner geceye.
An gelir yüreğimizden sitemler,
Ahlar yükselir, sesiz bir çığlık gibi,

Devamını Oku
İbrahim Kaçıran

ÖLÜM
Ezanla katıldım ben size,
Geceler sığmazdı çocuksu düşlerime.
Kendimi aradım kuşların kanadında,
Zaman kurşun gibi geldi üstüme.

Devamını Oku
İbrahim Kaçıran

ÖLÜM SESSİZLİĞİ
Kuğu boynu gibi bir yoldayız,
Ama ne başında, ne sonundayız,
Hakikat yolunda imtihandayız.

Hiç kimseye iyi yolculuklar denmez,

Devamını Oku