Dili kesilmiş bir halk damarımda konuşunca
Usulca sınıfın kapısını açtım, açtım arşivleri
Müzeleri ve morgda bekleyen ölülerin yüzünü
Hiçbiri sana benzemiyor bunlar çok ihtiyar…
Çok yorgun, çok üzgün, çok acı var yer/yüzünde
Kendimi gözlerimin üzerine bırakırsam
İçimin kıpırtısız kurumuş denizi
Süzülür gözlerini dokunduğun çehreye
Dünyanın her yerinde
İsyansız böyle küçülür üzüntüler
Yeni bir korku filizlenmiş içimde
Bahar mı geldi yoksa ben
Büyük bir günah mı işledim
El ele yürüdüm eve kuşku ve kederle
Yanımda dağlar, ırmaklar…
Dilimin en keskin kelimesi yenilgi
Baltasıyla dolaşıyor beynimin içinde
Kemiklerimi kıran bir oduncu
Lime lime etmiş sabır ağacımı
Bu korkunç güzelliği yenilginin
CUMHURİYET TÜRKÜSÜ
Bu sonbahar bu şenlik bu şölen
Asya’dan Anadolu’ya uzanan bu sevinç
Milletimin türküsüdür
Bu türküyle cesur ve onurludur ülkemin insanları
Ömer Erdem’e
Köprüler, viyadükler kurulmuş şehirden şehre
Kanat çırpmadan uçan demir kanatlı kuşlar
Yeşilköy’de birden yükselince göğe
Başımın ağrısı Şeytan kulesi saat: on altı dokuz
Sen artık yabancı değilsin bize, üzgünlük
Bu yüzden habersiz geldim
Her şey katlanmış eski bir valizin içinde
Gideceği yeri unutan ben
Erzurum Garı’nda
Ezanlar erken okundu erken doğurdu bir kadın
Oruç tutan kelimeler açıldı insanın dinine sinesine
Erken açıldı ergen kızlar korosunda iç kanama
Adım böyle konuldu.
Darbız zamanı çatlamış toprağın hışırtısına sevinip
Kotunu giyinmiş bıyıklarını kesmiş bir yeniçeri
Kör bir ata binmiş gömleği kan lekesi
Galata Köprüsü’nde tek başına meydan okur Bizans’a
Köprüden tramvay geçer içinden kadınlar geçer
Köprüde ilk kez tramvay gören at
Yenilgi…
Gözümün akı, siyahı kadar yakın
Güvercin yuvasına gizlenmiş akrep
Kıpırdanıp dururken içimde
Cesaret edip baktım aynaya hayret




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!