Girince kapıdan içeri,
Tütünleri dökülür ruhunun,
Ağır, usul üstüne yürüyen tehlikeyi sezmez,
Başta bir günün geceyi kovalaması gibi döngü,
Kısmış bir köşeye, pusmuş çıyanlardan sakınır,
Dedem üzüm yerken, ruhum kamaşırdı,
Misyoner incili, bakırdan kazan,
Kerpiç ev ve bir temmuz günü,
İzler bırakıp gitti,
Arandım, otogarlar tarandı,
Sarılmışsın,
Ama bana değil heveslerine,
Göğsüne bastığın ben değil,
Umuda yolculuğun ve geceyi geçirişin,
Şafağı bekleyişin,
Umutla,
Birine bir hafta güvendim,
Kısa ve heyecanlı dizelerle geldi,
Bildiğini iddia ettiği herşeyiyle,
Ve bir kuzgun heyecanıyla,
Birine bir ay güvendim,
Desi bağlarında dolanıyorum,
Yüzler dolusu tanrılar beliriyor tepemde,
Uykularından yeni uyanmış mahmur gözler,
İnanç zayıftır diyorlar artık,
Kezirler ve mobitler iniyorlar nurdan,
Ne sonu getirecek bir cesaret,
Ne başı imrenip dedirtecek,
Ne iyidir bu, ne kemden ziyade,
Hakkın kuruluşu peşinde.
Seni seviyorum diyemem,
Sevmiyorum da diyemem,
Dedi ve gitti, ekledi,
Benim için hala değerlisin,
Yakarışlar kaldı beri tarafta,
Ben ona göre değildim;
Ve tabi o da bana,
Sadece kaderin getirdiği bir cilve yahut,
Kalabalık bir pazartesi günü zorlanarak aldığım vizite,
Unuttum hor diyarın horlamalarını,
İtile kakıla bir şafaktan diğer şafağa uyanmaları,
Hırs artığı bir cariyeydim,
Heves ettim bir sefere,
Her doğan güneşi, merkep bildim kendime,
Günler bana çalışır oldu, ve aylar, ve yıllarda,
Rezalet bir sorun değildi benim için,
İhaneti sabittir yüreğimin,
Sevmez beni seveni,
Ve vazgeçince seven benden,
Sever beni sevmeyeni.
İhaneti sabittir yüreğimin,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!