Gök delindi, delinecek.
Asırlık şarkılar silerken kulağımızın pasını,
Ufukta gözlerinin kızıllığı belirecek.
Son kez çalacak o yalın ezgi,
Adalet gözler önüne serilecek.
Ağır gelir.
Gün olur bir çocugun gülüşü ,
Yüreklere yük olur, Ağır gelir,
Bir çift elmas parildar.
Gözlerinin içinde,
Bir çift yumurta için,
Düşlerimde ninemin sandığı.
Lokumlar kutu kutu.
Anahtarı saklı.
Çocukluğundan kalan bir gece,
Çocuklar neşeli,
Çocuklar haklı.
Düşünce üzerine ışıklar.
Güzelliği gösterişi kimlere kalmış?
Tozlu sahnelerde bir yosma parıldar.
Edep, haya dediğin kimlere kalmış?
Kanlı topukları der; Pat! Pat!
Sen benim umutsuz günümsün.
Güneşin hiç doğmadığı sabahım,
Üzerime hüznün yağdığı.
Herkes tan yeri kızıllığı beklerken,
Ufukta gözlerini aradığım.
Gözlerimin bir çift kehribar aradığı.
Çiçek açacaktık, bozkıra küstük.
Damar damar filizlenecekken burada,
Sürgünümüze kurşun sıkarak,
korkaklar kıydı fidanımıza.
Ya toplayın namertleri toprağımızdan,
Yada verin kısas hakkımızı,
Aklında olmadığının, düşlerine giremezsin.
Gönlünde o var diye başkasını sevemezsin.
Ve vuslatı ararsın, gün yüzü göremezsin.
Hava senin için kapalıdır.
Kalp senin için yaralıdır.
Bir yerlerde üşüyordur bir yürek.
Bir sır var.
Sende saklı.
Bende saklı,
Aşikar değil pek.
Kapalı.
Sen yaralı,
Üç beş adım yakın,
Üç beş asır uzaksın.
Ayağım takılıyor mesafelere..
Yoruldum biliyor musun?
Sonu beklemekten.
Yoruldum umutları umut etmekten..
Bizi de attılar ateşe.
Yakan yaktı,
Sevdasına kor eyledi.
Sonra çevirdi bakışlarını öteye.
Hasretiyle kül eyledi.
Nefesinin mahkumu,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!