Aşeka gâh dirhem zehir,
Gâh kavruk nefes...
Aşeka;
Kuşun koynunda çığlık,
Siyahın duruşuna zakkum alev,
Beyaza arsız mübadil,
Aşk dediğin,
Kimi zaman ölüme koşmaktır.
Kimi zaman uçurumun dibinde adımlamak.
Ve kimi zaman uzaklarda bir yıldıza,
Hiç dokunamadan,
Ve hiç duyamadan kokusunu,
Bilmem...!
Küfür mü ettim kutsal saydığı tanrısına?
Kimin..?
Benim allahım, döktüğü günahını, kafatasıma
Dilimin.
Eyy kadın !
Durdur leylak bağları,
Gövdemi tut tohumların zehirinden,
Tut ve sakın beni,
Sakın ve sakla beni çimen gözlerinden,
Eyy kadın ey !
Bir hilallik geceydi beklerken,
Dolunaya döndü gün yine hüzün.
Nice alemde düşlerim gezerken,
Suallerime kelamım yine hüzün.
Tenhalarda sen tutarken alaca karanlık,
Siyah sulara inceliği söyleyen bakışlarında öldürürler beni.
Kül yatağında kehribar renginde sevmelerden alırlar da;
Sevmediğim sularda bir tüyün narinliğinde boğarlar beni...
Gelmiş kapımıza en sevgililer şahı,
Çökende ne imiş kılınmış mı nikahı,
Can hasta, nefsin kederden diz çöker ahı
Mahpus olan yüreğe bahşeyle beratı,
Ey Rahman !!!
Ey Rahim !!!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!