Yağmurun ortasında şemsiye açmamaktır, mutluluk
Kışın ortasında kısa tişörtlerinle gezmek ya da
Küçük de olsa
Çalışırken sıkıldım demek, mutluluk
Kalabalığın ortasında şarkı söylemek ya da
Meçhul yolların dingin asfaltları boyunca
Gidiyor ay.
Sevdiğim benim...
Benim zeytin gözlü sevdiğim.
Soylu evinin arkasında
Sessizliklerle uzanıyor heyecanın.
İçimdeki şeytanı taşlıyorum,
sözlerim çoğalıyor, yıkılması gereken duvar diplerinde.
yıkanıyor ufukların gölgesinde bir karanlık
oysa ne kadar beyaz ne kadar yumuşak
yıkılması gereken duvarlar var,çıkmaz sokaklar var,
sığınıklarda yorulan bedenin sevinci var,
Ölümün gözleri titrek
ama okyanuş ışıltısı derinlik gibi
El veren kardeşlik..
şimdi bağrında kül yangını
göçmen mevsimlerin zamanı
Gülmelerin dumanı üstünde
Geçtiğim yollar
rüzgarlar yıldızlar...
Hey karınca var mı bir diyeceğin
bu dünyaya...
İzler konuşur
mevsimler bahar açar..
Yorgun gecenin üstünde karanlık bir tüldür ömür.
Gelincikler güldüğünde,
her sabah güvercin ellerinden yağar yağmur.
Yaşanmayan yenilgiler,
acıların olur.
Övgüler arayan adamların ağzında da,
Zifiri bir karanlık
Girdaplar arasında bir kadın sesi
Uçurumlardan düşercesine
Kanatlarında pul pul yanlızlık
Sadece ona özel bir ahenk
Bir renk adında yazılı
Neresinden tutsam biraz daha kararıyor gözlerimiz
Ömrün yarı volta yollarında
kollarımıza aşılanıyor bağımılığımız.
Oysa gövdemiz ter içinde temiz
Ellerimiz kirleniyor geceli-gündüzlü.
Bir vazo düşüyor
Kuşmuşum, hafif yana yatık
Yine de karınca gürültüsü her yanım
Hava atmışım...
Hürmüşüm.....
Denizlere gebe imiş rotam
Gözlerimmiş görmediğim güneşi
Şimdi derin bir kuyunun içindesin , seni bulamıyorum.
Gözlerim ışık değil artık biliyorum senin için,
Oysa oysa hani geçen akşam
Bile bile kendini kaptırdğın o günün akşamı
Emin değilim, ellerim acıyor artık duvarlara sürtmekten.
Özlemini yazmaktan.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!