Aslen Trabzonlu olan İbrahim Alipaşaoğlu 1972 yılında İstanbul’da doğup büyümüştür. Sağlık Kurumları İşletme ve İşletme mezunudur. Çalışma hayatını Sosyal Güvenlik Kurumu'nda sürdürmektedir.
Türk Edebiyatımızın hâlen daha yaşayan birçok üstadından ders almaktadır.
İLESAM üyesidir.
Şiir çalışmalarının haricinde, öykü ve roman çalışmaları da bulunmaktadır. Matbu anlamda, bu çalışmaların bir kısmı değişik antolojilerde ve dergilerde yayımlanmıştır. Ayrıca, ayda bir yayımlanan bir dergide “Türk Edebiyatı” başlığı altında; makale, araşt ...
Mezarlığın içindeyim
Gölgem ile yürüyorum
Ölü müyüm diri miyim
Uçar gibi dönüyorum
Dünü günü yarınları
Topçular dizilecek
Hendekler kazılacak
Bin dokuzyüz onbeş’te
Destanlar yazılacak
Kan içmeye hazırdı batılı uygar dünya
Al kurdele bağlı Yörük gelinde
Tezene konuşur yâr yâr
Üstat elinde üstat elinde
Sözün özü pîrin ehli dilinde
Tanrıya yakarır yâr yâr
Gidiyor gemi
Sessiz sessiz
Kaptanı sessiz
Tayfası sessiz
Nasılsınız;
Eski tanıdığım;
Yeni gördüğüm dostlarım?
Göz;
Bir baktığını mı görür?
Halkıma hiç bir zincir icat olmadı, olmaz da
Gaye Kızılelma, avuç içi kadar kalsak da
Yağdığında burcu burcu kokan toprağına
Minarelerini çevreleyen güvercinlerine
Ay berrak ve siyah beyazdı gecelerin
Yeryüzüne sarkan yıldızlarına
Hasretim sanadır İstanbul
Hatamız çok Allahım
Suçumuzu bağışla
"Muhammedin Ve Âlâ"
Bir câmi avlusunda
Ya Rab bizi affeyle
Şu sevgililer ne kadar da mutlular
Erkek sıkıca tutmuş eşinin
Kemiği erimiş, derisi buruşmuş elini
Toplasan ikisinin yaşını
En az yüz altmış eder
Fırtına sessizlikten sonra gelir
Kimi poyraz eser, kimi lodos
Kimi meltem gibi okşar yanakları
Kimi de tıkar tüten bacayı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!