Sessizliği örtüyorum üstüme
Ruhumun ucu açıkta kalıyor
Karanlık kafa tutuyor düşlerime
Gölgem bana sırtını dönüyor
Aynada kabuslar kapalı gişe
Egolar birbirinden korkuyor
Beklediklerim olmuş öğle vakti
Ihlamur kokulu bahçelerde beklediklerim
Saatlerce, günlerce bazen aylarca
Ve hatta yıllarca beklediklerim
Kalemimi bıraktım bugün
Anılarımın arasında dolaştım biraz
Doğmamış ölülerin arkasından ağlamak
Sessizce ama bir o kadar da haykırarak
Gölgelere sarılıp uyumak
Umutsuzca ama bir o kadar arzulayarak
Hayalleri kovalamak dar sokaklarda
Su birikintilerine basmadan
Floresanın soğuk ışığı ispiyonluyor
Yüzümdeki aptalca gülümsemeyi
Kanında boğulmuş kalbim atıyor
İçimde kaybolmuş narayı
Ve dişlerim tırnaklarımı kemirirken söylüyor
O lanetli kadının adını...
Sakla gülüşünü esaretin koynuna
Duyulmaz artık haykırışı ufaklığın
Dokunaklı bakışlar altında
Oyuncağıdır herkes yalnızlığın.
As egonu vicdanın portmantosuna
Olmaz artık keşkesi yaşanmışlığın
Puslu bakışlar altında
Müptelasıdır herkes yalnızlığın.
Göm kendini hiçliğin derinliğine
Çıkmaz artık pisliği karanlığın
Ağlamaklı bakışlar altında
Yolcusudur herkes yalnızlığın.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!