Çıktın gittin ya bu kapıdan
Ne ben kapattım onu ne de kendi kapandı
Sanki o da benim gibi
Hâlâ gelmeni bekliyordu
Umudumuzu hiç yitirmedik
Saat gecenin üçü
Hava kapkara
Bu saatlerde bir ağırlık çöker bana
Unutmaya çalıştıklarım gelir aklıma
Silmeye çalıştığım şeyler
Yazılır birden kağıda
Eski fotoğraflar ne güzeldi
Siyah beyaz ama renkli insanlar
Eser kalmadı onlardan
Hepsi birer birer terk etti bizi
Bir daha gelmemek üzere
Aldılar gittiler o samimi gülüşlerini
Geceyi uyumayan birine sormalı
Zamanın nasıl geçtiğini
Oysa zaman gece geçer miydi
Gündüzü sabah yedide uyunan işçiye sormalı
Üç çocuğu ve karısı uyurken
bırak beni dört duvara
sorma beni
birkaç gün sonra da arama
düşünme beni
merak etme
yokluğumu hissetme
Kolay mı sanıyorsun sen
Bu şiiri öyle yazmayı
Eline kağıt kalem almakla olmuyor
Yaz bakalım aynısından hanımefendi
Bakalım yazabilecek misiniz
Ben bu şiiri sana yazana kadar
Uzun zaman oldu gönül kapım kapalı aşka
Ayrı bir mesele anlatamam,başka
İnsanlar neden üzeni sever anlamadım
Üzmedim diye sevilmedim çok saçma
Geceleri kendimi avutarak uyuttum
Veli Amca elinde ucu çürümüş bastonuyla geldi
Sigara dumanı ve taş sesisin iç içe olduğu köy kahvesine
Oturdu ve derin bir iç çekti
Sanki yıllar önünden geçti
Dertliydi,tasalıydı her halinden belli
Ellerini ovuşturuyordu,nasırlı ellerini
Bıraktım umutlarımı kapalı bulutlara
Yağmasın o yağmur artık istemiyorum
Oysa bir çiftçi gibi
Kuru bir toprak
Yeni bir tohum
Susuz kalmış bir dudak
Her lâf öyle kolay çıkmıyormuş
Seni görünce anladım
Bir insanın dili nasıl tutulur
Sende yaşadım ilk
Öylece kalakalmak nedir
Öğrendim sayende




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!