Seninle zaman ve mekân ötesinde buluşsak
Sonsuzluğun doruğuna ulaşsak
Ellerin elimde, gözlerin gözümde
Konuşmadan konuşsak
Üzerinde siyah elbisenle
Kurşunî sessizliğin olsa
Tutamadığın sözlerin oldu mu senin?
Mutlu olacağına inandırmışken yüreğini,
Yalanların ayazında mutluluk ümidiyle ısıtırken
Şiirlerin saçağına sığınmış yorgun kendini,
Tam ahdin yerine gelecekken
‘İşte mutluyuz! ’ diyecekken sana inanmış yüreğine,
Fabrikanın temizliğini yapan küçük işçilerden biri
Ayrı ayrı yerlere düşmüş üç çiviyi
Henüz paketlenmemiş bir kutuya koydu
İstese çöpe atabilirdi ama israfı sevmiyordu
Ertesi gün uzak kasabadan gelen bir nalbur
diğerlerinden farklıyız biz
dünyaya gelmiş ağlamış gülmüş,
düşünmüş korkmuş sitem etmiş değiliz sadece
içimize sığdıramadıklarımız oldu, bilirsin
işte bunlardı seni benden beni senden efsunlu kılan
Aya kılıç çeken saçlarınmış gece sandım
Anladım kader şiir yazmak güzelliğine
Ki bir kere o güzel gözlerine bağlandım
Neyleyeyim hasretlere hasret ekledinse
Sokak ortalarında düşüp kalmazdım aşktan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!