Her adım başında dil dökmen boşa
Ne dostun olurum ne sana çırak
Rabbimin emrinden çıkamam hâşâ
Düş artık yakamdan, peşimi bırak.
Kansam da sözüne çamura batsam
Bilemem hüznümü nasıl avutsam
Ölüm meleğini bir an unutsam
Haddimi bildirir saçlarımda ak.
Ecel musallatken emânet câna
Nasıl "güzel" derim ben bu cihâna?
Dünyayı tozpembe gösterme bana
Takvimler insafsız, âkibet firak.
Yol, yordam bilenin, öğüt alanın
Yaradandır yâri darda kalanın
Şaşırıpta sana yoldaş olanın
Her ânı hazandır, ukbâsı kurak.
Mahzun bırakılmaz Hakk'ı haykıran
Karanlık kalplere ziyâdır Kur'an
Dağ olsa aşarım önümde duran
Ebedim, ezelim su gibi berrak.
Her hevâ nefsime dese de "eğil"
Taati zûl bilir, etmeyiz meyil
Korkumuz günahtan, ölümden değil
Kabir bizim için bir "ara durak".
Sorarım, "Nemrut'lar, Firavun hani?"
Anlarım Hünkâr kim, kim gerçek, fâni
Besmele nârında yakarım seni
Şahittir zulmüme "Nas" ile "Felak"
Rabbimden niyazım; dolunca vâde
Bu canı toprağa temiz iâde
Servetim, silahım "sağlam irade"
Beyhûde gayretin, kurduğun tuzak.
Kayıt Tarihi : 26.5.2015 22:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!