"Sonsuzluğa ve TANRIYA"
Seni izliyor,
Saçma sapan bakışlarla
Karanlığın ardındaki soğuk nefes
Pencereni her açık bıraktığında
Rüzgarına tutunuyor
Nefesin kadar sana yaklaşıyor
Soluduğun her nefese lanetler yağdırıyor
Hiç bilmediğin,
Bilipte söylemek istemediklerini
Kahkahalar atarak tekrarlıyor nakaratla
Hatta etrafında çılgınca dans ediyor
Aynaya her baktığında,
Yüzündeki izleri
Örseleye örseleye işliyor
Nakış nakış benliğine
Gülüşlerini arsızlıkla suçlayıp
Çalıyor sinsi sinsi
Senin için bestelediği ölüm marşını
Tanrıya ruhunla her sarılışında
Tanrıyı sevdiğini her düşündüğünde
Hatta Tanrının,
Senin varoluş sebebin olduğunu söylediğinde
Kıskançlıktan kuduruyor
Başını duvarlara vuruyor
Olanca nefretiyle elindeki çanları
Hiç durmadan çalıyor
Ta ki kara kaplı defterine
Haince senaryosunu yazıncaya kadar
Sırtını ona her dönüşünde
Çatlak hançerini kınından çıkarıyor
Defalarca saplıyor, kendince öcünü alıyor
Gelmişinden, geçmişinden
Kanattığı anılarını
İhtişamla şarap tasına dolurup
Kana kana içiyor
Elinin tersiyle siliyor
Kan damlayan günahsız umutlarını
Karanlık gecelerde,
Huzurla gökyüzüne her baktığında
Eksiliyor yıldızlarını
Kendi safında topladığı yıldızlarla
Açıyor sana savaşını
Gündüzleri güneşini örtmek için
Yolluyor kara bulutlarını
Yüreğinin en kasvetli oluşunda
Yaşama arzunu her kaybedişinde
Zevkten söylüyor, en sevdiği şarkılarını
Mutsuzluğunla besleniyor
Seni yok edişini kutlayıp
Kendi varoluş nedeninin içine
Altın harflerle mendebur iblis yazıyor
Alaycı tavrıyla haykırıyor, haksız galibiyetini
Sonsuzluğa ve Tanrıya...
Mesut Kuntan
Mesut Kuntan 2Kayıt Tarihi : 2.2.2025 22:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tanrı, insan, iblis üçlemesi
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!