Hz. YUSUF (AS) Şiiri - Abdullah Yaşar Er ...

Abdullah Yaşar Erdoğan
516

ŞİİR


11

TAKİPÇİ

Hz. YUSUF (AS)

(12. Büyük Peygamber)

Hz. YUSUF (AS)

Sireti, Sûreti, nesebi güzel kul.
Yakub oğlu şanı büyük bâki Resul.
Ehl-i Cennet tanı, zindan sultanını,
O güzellikte, sabırda da bir ekol.

Oku, Yusuf’u olsun kalbin müsterih,
Taatte Yusuf edilmektedir tenzih,
Ahsen’ül- Kasas’ın güzeli ondadır,
O’nu anlatmakta aciz kalır tarih.

Gördü rüyada sadece on bir yıldız,
İzahat getiremedi buna yalnız,
Danışmakta buldu babası Yakub’a,
Kimse duymasın dedi Yakup, anlamsız.

Oğlunun gelecek halini anladı,
Yakub, Yusuf’a rüyayı yorumladı.
Yusuf, Yakub arasında var muhabbet,
Yakub oğulları Yusuf’u kıskandı.

Hakk izniyle rüya yorumuna şamil,
O’dur Allah adına ilmiyle amil.
Güzelliğin has meyvesi doğruluktur,
İnsana huzur verir iman-ı kâmil.

Der kardeş; baba Yusuf’la oynayalım,
Bırak biraz da O’nu biz koruyalım.
Evladım; korkum şundan O’nu kurt kapar,
Sonra O’nu kurtlardan nasıl alalım.

Biz varken kimse kötü gözle bakamaz,
Yemin ederim O’na kurt yaklaşamaz,
Vallahi bize güven, baba emin ol.
Bırak O’nu, hep evde bir hayat olmaz.

Hz. Yakub istemeyerek verdi izin,
Aman sahip çıkın, kanınız o sizin.
Çok geçmeden acı haberi gelmişti,
Yürekleri dağlayıverdi bir hüzün.

Hain şeytan kardeşlere fitne soktu.
Artık kardeşler içinde Yusuf yoktu.
Yakub’un Yusuf’a olan ilgisinden,
Yusuf’un kardeşleri O’na kin kustu.

Hz. Yusuf on yaşında, üç gün kuyuda,
Nevale attı, vicdanlıydı Yakuza.
Cebrail kuyuda O’na yardım etti,
Hz. Yusuf duayla sığındı Hûdâ’ya.

Yusuf’u kardeşleri atmış kuyuya,
Getirip verdiler gömleği Yakub’a.
Hz. Yakub, dövündü, feryad figan etti,
Hz. Yusuf ise, karanlık bir kuyuda.

Kervancı Yusuf’u çıkardı kuyudan,
Yusuf, köle olarak geçti pazardan.
Saraya köle gitti, fiyat on dinar,
Melikin nazırı Kıtfir tarafından.

Büyüdü Yusuf, oldu güzeller şahı,
Düşürmedi dilinden yüce Allah’ı,
Gönüllere sürûr veren bir gençti o,
Gören göze kurmakta idi dergahı.

Kıtfir’in karısı Züleyha, duydu kâm,
Bir tarafa bırakıldı, mevki-makam.
Heyte lek – Beri gel dedi ve çağırdı,
Dedi ki; beni, deli etmekte sevdan.

Cebrail Yusuf’a; “Aman ha yaklaşma”
Züleyha davet ederken yatağına,
Yusuf kaçarken, züleyha yırttı gömleği,
Bu esnada Kıtfir belirdi kapıda.

Züleyha, iftira attı güzel Şah’a,
Şahitler haksızsın dedi Züleyha’ya.
Bu şerir hal duyulmasın istenmişti,
Dil bağlanmazdı, laflar oldu sarayda.

Züleyha, Yusuf’u teşhirde komşuya,
Bir haller olu O’nu gören kadına,
Rabbine sığınmıştır o en güzel kul,
Hz. Yusuf bir fitneyle karşı karşıya.

Züleyha, Yusuf’u getirdi oyuna,
Yusuf, sığındı yüce Yaradanına.
Zindan bu isteklerden hayırlıdır der,
Kıtfir, Yusuf’u mecbur koydu zindana.

Yusuf, Sicn’ül Afiye’ye konulmuştu,
Zindancı sevgisinden evi unuttu.
Yusuf dedi zindancıya; “Sevme sakın,
Ben, seven yüzünden ruhum tutuştu.”

Dedi; Babam sevdi, kuyuya atıldım,
Efendimin karısı sevdi, buradayım.
Beni sevenler yüzünden çok çekmişim,
Bana olan sevgiden Hakk’a sığındım.

Artık zindan O’na gülistan olmuştu.
Mahkumlarda O’nunla hayat bulmuştu.
Rüyaları yorumlar insanların orada,
Züleyha bunalımlar geçiriyordu.

Zindan medrese olmuştu insanlara,
Hz. Yusuf on iki yıl kaldı zindanda,
Nihayetinde Züleyha ikrar etti,
Hz. Yusuf, artık özgürcedir sarayda.

Yusuf yazdı; “Bura belâlar menzili,
Dirilerin kabri, tecrübeler yeri,
Rabbim dünyama karşı bana kafidir,
Hz. Yusuf, yetmiş iki dili bilirdi.

Mısır meliki Reyyan Bin Velid ile,
Yusuf, epeyce bulundu söyleşide,
Melik, tereddüt etmeden tevdi etti,
Yusuf, Hazine Nazırı görevinde,

Söyledi Hz. Yusuf, rüya tabirini,
Melik, Yusuf’a sâfinat-ı fuayni,
Diyerek gönlünü de açtı sohbette,
Melik; sohbet sonrası gönüllü gani.

Der; yedi zayıf inek, yedi semiz ineği,
Yedi kuru başak, yedi yeşil başağı,
Yusuf; yedi bolluk yılı, yedi kıtlık,
Böylece uyarıvermişti krallığı.

O zaman Yusuf, otuz yaşında idi,
Güvendi Melik, O’na verdi yetkiyi,
Rivayet odur, Melik Reyyan Bin Velid,
Hiç tereddüt etmedi ve iman etti.

Kıtfir ölünce, Züleyha ayrıldı,
Yusuf’tan haberi mükafatlandırdı.
Malı-mülkü bitirdi hediyelerle,
Yolu üzerine kulübe yaptırdı.

Züleyha, Yusuf’a böyle nida etti,
Ey Yusuf, senden isteklerim var dedi.
Bana eski güzelliğim gereklidir,
Yusuf’un duasıyla güzellendi.

Züleyha diledi benimle evlen, sen.
Senin aşkın ile bu hale geldim ben.
Cebrail Yusuf’a bildirdi, Hakk emri,
Hayıra vesile O’nunla evlenmen.

Melik ile Mısır eşrafı davette,
Geri kalmadı dua ve şükürde,
Efrayim ve Mişa adında evladı,
Cenab-ı Hakk vermişti bu mutlu çifte.

Yusuf, ilk yedi yıl tarım önerdi.
İhtiyaç fazlasını depo ettirdi.
Derken kıtlık yılı her yerde bela,
Hz. Yusuf’tan tahıl için âlem geldi.

Yusuf’a ilhamdı, yedi yıl kıtlık var,
Bundan dolayı Mısır’da dolu ambar.
Kenan’dan kardeşleri geldi Mısır’a,
Hz. Yusuf’un gözü Bünyamin’i arar.

Hemen verir onların isteklerini,
Bir daha gelende ister Bünyamin’i,
Bünyamin de getirilmiştir Mısır’a,
Hz. Yusuf tanıtmaz onlara kendini.

Yusuf, Bünyamin’e tanıttı kendini,
Öğrenmişti Kenan’da olup biteni,
Bünyamin’in; Kurt, Kan, Yusuf oğlu olmuş,
İsimlerle unutmamış geçmişini.

Bir oyunla Bünyamin kaldı sarayda,
Ondan altın tas çıkmıştı aramada,
Kardeşleri Bünyamin’i suçlar durur,
Bünyamin layık olmalıydı cezaya.

Kardeşler bunu anlattı Hz. Yakub’a,
Yakub, doğruları yazdı bir mektupta.
Mısır’a gönderdi oğulları ile,
Kendini tanıttı Yusuf, okuyanda.

Kardeşleri, özür diledi Yusuf’tan,
Yusuf’ta eser görünmez intikamdan,
Gömleğini göndermişti babasına,
Yakub, kurtuldu gömlekle karanlıktan.

Gözü açıldı Yakub’un gömlek ile,
Mısır’a davet edildi efrat ile,
Dünya seyretmeye geldi bunun için,
İki Peygamber kavuştu aşk ile.

Hz. Yakub aleyhisselam oğluna der;
Es selamü aleyke ya müzhib’el ahzan.
Hz. Yusuf aleyhisselam’dan karşılık;
Selam sana ey hüzünler içinde hayat süren.

Yakub’un vefatından sonra uzun yıl,
Bir zaman daha Yusuf’u görür Mısır,
Yüz yirmi yaşında Yusuf vefat etti,
Halilürrahman’da o kutlu bahtiyar.

Ey kardeşim! İbret al yürekten oku,
Yakub gibi yüreğe at sabır oku,
Yusuf’un sabrı ile yükselmeye bak,
Aman ha unutma sakın, Yakub’u-Yusuf’u

Haya-edepte: Yusuf’la Züleyha’yı,
Kardeşlerde: Yakub’un oğullarını,
Sabırda : Hz. Yakub Aleyhisselam’ı,
Azgın nefiste: yine Züleyha’yı,

Varlık içinde: Mısır’ın sultanını,
Darlıkta: Hz. Yusuf Aleyhisselam’ı
İbret al, örnek al, ders al, al, al, al.
Sakın, sakın senin olmayanı alma,
Hep sana lazım olacak bilgiyi al.

İbret için saymaya sınır bulunmaz,
Kutlu yoldan gayrisi kurtuluş olmaz.
Bir Abdullah Yaşar yazdı ikaz diye,
Kıssaları anlayan yalanda olmaz.

Sâfinat-ı fuayni: (Mısır’a ait kelime olup) Hayat gıdası, alemlerin kurtarıcısı anlamında kullanılmaktadır.
Gönüllü gani: Cömert, eli açık.
Tenzih: Eksikliklerden uzak tutma.
İman-ı kamil: Tam ve olgunlaşmış iman
Kâm : Zevk, arzu, istek
Sicn’ül Afiye’ye : Mısır zindanlarından biri

Şair: Abdullah Yaşar Erdoğan

Abdullah Yaşar Erdoğan
Kayıt Tarihi : 3.12.2005 22:38:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Cömert Yılmaz
    Cömert Yılmaz

    Belliki emek verilmiş...Belliki gönül hamuruyla yoğrulmuş...
    Okunmaya doyulmuyacak bir şiir'di...
    Kutlarım şair

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Abdullah Yaşar Erdoğan