Hz.Resulun kırdığı putlar
Topraktan, taştan, kumdandı
Ya sonradan dikilenler
Etten, kemikten insandı
Onlar el, etek öptürüp
Yeme, içmeyi bilmezdi
Ruban ehli olanlara
Dünyayı ver yok demezki
Nerde bir tümsek bir tepe
Dedik en üstün mertebe
Ziyeret yapıp kutsadık
Bir mum yaktık üzerinde
Eşiğine serdik çulu
Olduk kapısının kulu
Derdimize derman diye
Ocağından yedik külü
Suladık göz yaşımızla
Akıl ermez başımızla
Bayram yerine dönderdik
Ekmak ile aşımızla
Hurafeyle derman derde
Aradık durduk her yerde
Cehaleti şahlandırıp
Hakikate yaptık perde
Bazen kuş gibi uçurduk
Bazende zehir içirdik
Kerametle, mücizatla
Boşuna zaman geçirdik
Bazen orda,bazen burda
Gösterdik gaipte, sırda
Bazen Hızır İlyas yaptık
Bazen benzettik aç kurda
Kimini dara geçirdik
Sonra göklere uçurduk
Hikayeyle, hurafeyle
Ateşi nardan geçirdik
Şimdi putlar yer içerler
Yaprakla çiçek açarlar
Yatana kabe misali
Eşiğine yüz süren var
Bir lokmayı bin can yedi
Ne eksildi ne tükendi
Beş karışlık seccadeyle
Derya,deniz yol eylendi
Kimisi taşa can verdi
Kimi aslana binerdi
Kimi dağın odununu
İki mar ile çekerdi
Kimisi bir evlat ister
Kimi mal, mülk servet ister
Kimi kara bahtı için
Boyun büküp himmet ister
Ağalar,Şeyhler, Babalar
El yüz sürülen abalar
Nice masum cana kıyan
Fetvaları verenler var
Bitmez istekler, arzular
Her kes derde derman arar
Çaresiz kalınca insan
Ölüdende medet umar
Açılınca gönül gözü
Göründü gerçeğin yüzü
Hakkı hakikatı söyler
Cab Babanın sazı, sözü
Ozan Doğan Can Baba
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta