Hz. Muhammet'in Hayatı

H. İbrahim Sakarya
133

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Hz. Muhammet'in Hayatı

Ceddi kurbanlık olan İsmail’in soyundan
Abdülmuttalip dede, Fatıma’dır ninesi,
Kureyiş Kabilesi Haşimiler boyundan
Baba Abdullah dahi kurbanlık nişanesi.

Beni Zühre boyundan Vehb’in kızı Âmine
Bilir miydin evladın dünyayı nur eylesin
Muhammet’in ninesi hem Berre anneanne
Rabbimin kelamını bize bir bir söylesin.

Abdullah’la Âmine birbirine yar idi
Nübüvvet nuru vardı Abdullah’ın alnında
Ana karnında can var, eşler berhudar idi
Mutluluktan uçardı Amine’nin yanında.

Ticaretten dönerken iki ay doğuma var
Görmedi nur yüzünü biricik evladının
Abdullah vefat etti, Rabbi var yetime yar
Yesrip’te defnedildi yurduna Neccarinin.

Mekke’de cehaletin karanlığı örtülü
Kızlar utanç timsali, gömülür diri diri,
Fetret devri bitmeli nerde zamanın gülü
Beş yüz yetmiş bir yılı doğdu cihan rehberi.

Bu günün nişanesi Kisranın sarayları
Yıkılmıştı yerle bir yirmi Nisan gecesi,
Sönmüştü Mecusi’nin bin yıllık çırağları
Nura tebdil olacak cehalet bilmecesi.

Nübüvvet:

Züeyb kızı Halime Sütannesi emzirdi
Sütbabası Haris’e bolluk bereket geldi
Sütkardeşi Şeyma’ysa Onda haller sezerdi
Dört yaşında Âmine aldı gönlü şeneldi.

Medine’ye götürdü dayıların yanına
Hem tanışıp görüşsün sılayı rahm eylesin
Bir ay sonra dönüşte vade yetti canına
Vefat etti Amine Ebva köyde neylesin.

Altı yaşta Muhammet hem yetim hem öksüzdü
Boynu bükük bir halde Mekke’ye geri döndü
Abdülmuttalip dede şefkatle O’nu süzdü
İki yıl mutlu geçti torunuyla övündü.

Dede yaşlandı hasta, çağırdı oğulları
Hepsiyle birer birer müşavere eyledi
Kim bakacak yetime nasıl olur halleri?
Ebu Talib’e verdi, Ali’ye eş peyledi.

Amcası Ebu Talip ticarete götürdü
Kervanlarla birlikte gitti Şam civarına,
Bir bulut gölge eder Rahip Bahira gördü
Dedi gelecek Resul budur cihar yarına.

Gençliği çok güzeldi, doğruluk önderiydi
Kelamı kibar idi asla etmezdi yemin.
Sevgi saygı ondaydı, hatalardan beriydi
Mekkeliler derlerdi Muhammedinül Emin,

Yirmi beşinde iken Hatice’yle evlendi
Yirmi beş yıl şenlendi bu mübarek yuvası
Mekke’deki günlerde Nur Dağı’na yöneldi
Hira Mağarasında başlar kutlu davası.

Cebrail geldi bir gün altı yüz on yılında
Nübüvvetin nuruyla oku dedi kuluna
Halindeki ürperti, yanağının alında
Resullük muştulandı, yürür Hakk’ın yoluna.

Hicret:

Kâbe putlarla dolu, ortak koşarlar Rabbe
Şarapla kumar gırla, insanlıkta rezalet,
Hak Resulüm ben diyor, geçmişe edin tövbe
Müslümanlar kardeştir, İslam’dadır fazilet.

Lâ ilahe illallah, Allah’ tan başka yoktur
Görevi tebliğ edip putlardan ayırıyor,
Eşsiz benzersiz Süphan, yaratan ancak Hak’tır
Birliğe davet ile İslam’a çağırıyor.

İlk Müslüman Hatice, iman ile müşerref
İkinci Ebubekir Sıddıklardan bir kardeş,
Üçüncüsü Ali’dir ilmin kapısı şeref
Dördüncüsü Zeyd olur, bilki evlada özdeş.

Ebu Cehil baştadır, cehalet çok azdırdı
Öz amca Ebu Lehep, bin bir cefa ettiler,
Müşrikler birleşerek katli ferman yazdırdı
Dostu Ebubekir’le Sevr Dağı’na gittiler.

Kâfirler düştü peşe, arıyor dağı taşı
Örümcek ağ örerek kapatır mağarayı,
Can dostu Ebubekr’in akarken gözü yaşı
Altı yüz yirmi iki, “Hicret” sardı yarayı.

Hicret takvim olmuştur söylenirken dillerde
Hicretten bir yıl sonra, Hicretten üç yıl önce
Erdem fazilet gülü açmıştı gönüllerde
Ol Resul ahlakıyla imanla yücelmekte.

Medine’ de:

Medine’de düğün var, geldi cihanın nuru
Dillerde kasideler, yürekler sevgi taşar,
Münevver oldu şehir, yükseldikçe onuru
Pervaneler misali ashap Resulle yaşar.

Kuba’da karşılandı dinin tebliğ lideri
İslam’ ın ilk mabedi, Mescidi Kuba yapar
On dört gün kaldı burda taş taşıdı elleri
Ümmetinden farksızdır İslam’ın ilk önderi.

Yürüdü büyük alay Medine’nin yoluna
Teflerin ahenginde söyleniyor şiirler
Dizilmişti ashabı yolun sağ ve soluna
Ensarın sevgisinde nice muhacir erler.

Günlerden Cuma idi vahi geldi burada
Ranuna vadisinde ilk Cumamız kılındı,
Hutbenin coşkusuyla gönül erdi murada
İmamım Muhammet’ti Resul, nurlu alındı.

Ebu Eyyup Ensari evinde konuk etti
Mescidi Nebeviyle O’na bir ev yapıldı,
Öksüz yetim bir erdi ünü dünyaya yetti
İslam’da ilk devletin temelleri atıldı.

Ensar Medine halkı, göçenler muhacirdir
Herkes bir kardeş tutup bölüştü tüm varını,
Kucaklaşıp sarılmak, yaratandan ecirdir
İman kemalli yaşar, hem bu günü yarını.

Asrısaadet başlar insanlığın özünde
İslam’ın nuru ile cennet yaşanır yerde,
Sevgiler paylaşılır kardeşliğin yüzünde
Tüm sorunlar çözüldü çare bulundu derde.

Ehlibeyt:

Resul yirmi beşinde, Hatice kırkındaydı
Zengin olan tahire, erdemine vuruldu,
Ondaki dürüstlüğün an be an farkındaydı
İki gönül bir oldu mutlu yuva kuruldu.

İlk doğan oğulları Kasım’dı nur danesi
Örf gereği Resule Ebul Kasım dediler,
Zeynep ve Rukiye’yle Ümmügülsüm canesi
Fatıma ve Abdullah, sırasıyla geldiler.

Hicretin öncesinde Hatice vefat etti
Aynı yıl Ebu Talip, perişan oldu hali,
Güvencesi, can dostu peş peşe çekip gitti
Dediler bu gamlı yıla “hüzün yılı” ahali.

Hicretin sonrasında Sevde ve Aişe’miz
Nikâhlandı Resulle, şenlendi yuva yine
Hakk’ın emri hükmünce cümlesi validemiz
Haremine alındı lüzum ve gereğince.

Cariye Mariya’dan oğlu İbrahim oldu
Ehlibeyt hanesini şenliğe gark eyledi
İki yaşında öldü, o gün güneş tutuldu
Son güzide oğuldu, dünyayı terk eyledi.

Fatıma nikâhlandı Allah’ın Arslanıyla
Hasan-Hüseyin oldu ehlibeyt torunları
Nesebi devam etti seyit şerif namıyla
İslamiyet yüceldi kalmadı sorunları.

Ehlibeyt emaneti Hatemül Enbiyanın
Kuran’ı yaşayarak ehlibeyti sayalım,
Aşkına mazhar etsin Resulü Kibriya’nın
İslam’ı özümüzde riyasız yaşayalım.

Veda Haccı:

Asrısaadet denir Hak Resulün çağına
Ayetlerin nuruyla Kuran’ım yaşanırdı,
Rahmet yağıyor her an Medine toprağına
Zulmetten nura çıkan gönüller okşanırdı.

Bölük bölük İslam’a koşuyordu müşrikler
Resulün çevresinde sevgiyle yaşayanlar,
Güllerin kokusunda Tekbir ile teşrikler
Saadeti yaşıyor İslam’la tanışanlar.

Hicretten on yıl sonra hac için yola çıktı
Yirmi beş Zilkade de kafilenin başında,
Hüccac yüz bini aştı, binler sel gibi aktı
Mutluluk katresi var Resulün gözyaşında.

Umre Haccı yapıldı, Mina’dan Müzdelife
Arife günündeydi Arafat sanki Mahşer,
Tüm yürekler dosdoğru, iman benzer elife
Lebbeyk Allah’ım Lebbeyk, buyur demekte beşer.

Devesinin üstünde Kâinatın hatibi:
“Belki bir daha olmam, buluşamam sizlerle
Beni iyi dinleyin! ” Veda ediyor gibi
Başladı hutbesine, göz yaşartan sözlerle.

“Rabbiniz bir tek Allah, Âdem’in çocukları
Kimse üstün değildir, renklere bakmayınız,
Soyla öğünmek olmaz, budur insan hakları
Üstünlük takvadadır, hiç gönül yıkmayınız.”

Emaneti ödeyin, faiz haram olmuştur
Kaldırdığım ilk faiz Amcam Abbas’ın olur
Kan davası yok dinde, davalar son bulmuştur
İslam’a uyarsanız toplum huzuru bulur.

Kadınlar birer güldür onları koklayınız
Aile saygısıyla karşılıklı anlaşın,
Emanettir sizlere, kırmadan saklayınız
Hayatınız müşterek, beraberce paylaşın.

Sizden beni sorarlar, siz ne diyeceksiniz?
“Ya Resul! Tebliğ ettin, bizler şahidiz sana”
Parmağı havadaydı bir kez görecektiniz
“Buna Şahit ol Ya Rab! Şahit ol Ya Rab buna.

Yüz binler Arafat’ta vakfe duası yaptı
Yüzler Kâbe’ye dönük, şirkten arınmış canlar
Uzza, Latsız Menatsız bir tek Allah’a taptı
Tevhidin kucağında nurla dolan insanlar.

Müzdelife’de vakfe hüccac erdi sabaha
Mübarek bayram günü ulaşıldı Mina’ya,
Kurbanlıklar kesildi takdim oldu Allah’a
Saçlarını keserek hamdettiler Mevla’ya.

Gönüllerde sürur var Beytullah’a elveda
Resulün arkasında yüz binler gözü yaşlı,
Mebrur eylerdi Rabbi, kabul buyurdu Hüda
Döndüler Medine’ye vakarlı, ağırbaşlı.

İki ay sonrasında Muhammet hastalandı
Ayşe’nin odasından mescide gelemedi,
Ashabın gözü yaşlı, ashap yüreği yandı
Ebubekir imamdı, Resul düzelemedi.

Muhammet yaratılmış yücelerden bir kuldu
Rabbine kavuşuyor tebessüm var yüzünde,
Ayşe’nin dizlerinde fani hayat son buldu
Ruh Mevla’ya kavuştu, ümmeti var izinde.

“Ümmetim vah ümmetim! ” Bizi senden isterdi
Ya Rab bizi haşreyle sancağının altında,
Hatemül Enbiyaydı, Hakk yolunu gösterdi
Cümlemizi cem eyle Firdevs’inin tahtında.

20 Nisan 2011
H.İbrahim SAKARYA

H. İbrahim Sakarya
Kayıt Tarihi : 24.4.2011 09:17:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

H. İbrahim Sakarya