Hz Muhammed-sav -naat Şiiri - Safet Kuramaz

Safet Kuramaz
530

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

Hz Muhammed-sav -naat

Hz Muhammed-sav -naat

Kâinatın üzerinde bilinir efendisi, 
Âlemlere rahmettir, Allah’ın sevgilisi 
Kutlu olsun doğumun ahiri evvelihi 
Ne kadar sevinirsek az, anlasak ah… biraz! 

Gönüller titredikçe yaşadılar saadet, 
Melekler korudular açtılar hemen kanat 
Mucizeler yaşandı, kainata nur, rahmet 
Her gölgende güzellik... Anlatılmaz ki, yaz, yaz! 

Altıncı yaşındaydın kalmıştın artık yetim 
Ana, baba, deden de geçmişten kalan resim, 
Ebu Talip şefkatinde, yok oluyordu özlem 
Ne güzel bir çocuktun, yaşatıldın tarifsiz… 

Hep emin bilinirdin, Mekkeli güvenirdi 
Hacer-ül Evsed taşı hakemliğe atandın 
Kâbe inşa edildi ellerinle dokundun 
Hiç kimseyi üzmezdin benlikleri yaptın biz... 

Busra’da rahip gördü peygamberliğin mührü 
Övgüyle söz de etti gönlünde ki huzuru 
Şam’a gitmeyin dedi ederse bir zuhuru 
Ederler de anında, on bir yaşında infaz! 

Busra’dan döndü hemen kervanlarla Mekke’ye 
Yakıcı çöl güneşi döndü çölde tekkeye 
Melekler büründüler buluttan bir takkeye 
Dünya emrindeydi her yürüdüğüne nafiz! 

Yirmi beş yaşındaydı evlendirildi yetim 
Hatice anamızın saf şefkatine teslim 
Saadet doldu baki her fotoğrafta resim 
Ümmetine hep örnek yeşertilendi filiz! 

Mekke çılgınlık kaynar azgınlıktı manzara 
Huzur vermiyordu hiç her görüntü de tasa 
Kırkına geldiğinde çekildi inzivaya 
Cebel-i Nur'da yardi, zikir ederdi sessiz! 

Nur dağında ses “Oku! ” diyordu sanki alaz 
Korkmuş, “Okuma, yazma bilmem…” dedin Cebrail’e 
Tekrar, tekrar sordu nur parlayan kesin dille 
Betin benzin solmuştu, döndün sararmış güle… 

Peygamberlik mührü o gün sunuldu müjdesi 
Anlattınca teselli, iman etti zevcesi 
Bekir, Zeyd ve Aliydi, ilk İslam şeceresi 
Öğrendikçe öğrettin kıldırmıştın ilk namaz! 

İslam’ın yaşandığı Mekke şehri yılları 
İşkenceyi bilirdi müşriğin akılları 
Hatice anamızdı hep teselli dalları 
Kâfirler azgın olsa da, sabırdı tek niyaz... 

Ömer’in biatiyle erişti sayı kırklar, 
Yürüdüler Kâbe’ye tek yürekli ayaklar, 
Sokakta ilahi cengâverdi ataklar, 
Tekbirleri ummana yükselmişti ne eşsiz! 

Amcandı Ebu Talip, hep kâfirin yanında 
Sevse de yeğenini gelenekti kanında 
Din değiştirmek zordu vazgeçmedi şanından 
Ne kadar üzülmüştü, yok derken de şüphesiz 

Birinci akabe'de ikinci akabe'de 
Biat etmişti Ensar, hep birlikte Medine 
Bir kerecik olsun ne ah çektiler nede naz 
Muhacir olmuşlardı bu hicretle sahabe… 

Hüzünlüydü o gece, Ali yatağındaydı 
Yasin’i okuyarak evlerinden çıktılar 
Kimse onu görmedi, hicretine aktılar 
Rabbim bu müşriklere sanki çekti kara bez! 

Ebu Bekir Sıddık daim, içtenlikte şahane 
Neyi var yoksa feda ederdi ona dese, 
Paylaşmaya hazırdı konuşması bahane, 
Sevr mağarasında dosttu, tek teselliydi, tek yüz… 

Ensar neye sahipse vermişti muhacire, 
Tanıması değildi derdi, bu tek kaide, 
“Ver…” deseydi akardı infaklar maideye! 
Resulünün ağzından dinliyorken her vaaz! 

Uhud’ta her yerinden yara bere almıştın 
Taif’te Zeyd’le beraber taş selinde kalmıştın 
Kâbe’de namazından ağıtlarla gelmiştin 
Yinede müşriklere etmedin asla tek buğz… 

Uhud’taki savaşdan sonra buraya gelir, 
Hatıralar canlanır yaşadığını bilir, 
“Uhud bizi sever de bizde Uhud’muzu” der 
Şehitlere ağlardı, ağıtla titrerdi arz… 

Mekke fethedilirken müşriklerde korkular 
İhtişamlıydı ordu etkiledi sorgular 
Hüzünlüydün o günde geçmişinden öyküler 
Taşında, havasında Kâbe’de hatırlattı iz… 

Toprağa karışmıştı ah… Amcası, Hatice 
Cennet-i Muallaydı özlem yeri netice 
Billal-i Habeş’iydi okumuştu gür ezan 
Zikirleri dilinde kıldırmıştı bir namaz… 

Mekke’de kalamadın Medine’ydi baş şehrin 
Doğduğun yer değildi doyduğun yerdi mihrin 
Ölünceye kadar zafer gördü vurduğun mührün 
Asr-ı saadet zaman, Müslüman’a ilk eskiz… 

Elleri ağzındaydı hep sessizce gülerdi 
Gerektirse konuşur tebliğse söz alırdı 
Öğlen namazdan sonra az uykuya dalardı 
Cemaline bakılsa aşka düşerdi her göz! 

Sahaben konuşursa dikkatlice dinlerdin 
Dünyalıksa boş sözler, en doğruyu söylerdin 
Güzellik dillenirse keyif alır izlerdin 
Her hareketin sünnet hadislerin oldu söz… 

Ne uzun ne de kısa hoş bir sakalın vardı 
Gözlerine bakana kâinat salim yardı 
Dünyaya emanet der bir ömür kadar kordu 
Sümbüllerde hoş kokar gülde vardı izleri… 

At deve yarışını izlerdi, yarışırdı 
Sıradan insan gibi gezer dolaşırdı 
Ne makamda padişah ne sözde atışırdı 
Aşk doluydu yüreği, hiç bir şerle paslanmaz… 

Cebinde hep taşırdı, kokusu, ayna, tarak 
Elbisesi ter temiz, kirdi teninden uzak 
İşini kendi yapar, istemezdi tek uşak 
Misafirine hizmeti, verirdi her an cevaz… 

Şer söz nedir bilmezdi, dilinde hoş iltifat 
Ne kinciydi ne kızgın, muhabbetinde şefkat 
Asla israf etmezdi söylerdi her şey emanet 
Neyi varsa verirdi muhtaça sanki deniz… 

Torunları üstünde bazı günler secdede 
Kalmıştı uzun süre hareketsizce öyle 
Torunları inince kaldığı yer içinde 
Secdesinden doğrulup devam etti namaza… 

Yirmi yıllık bir İslam düşmanıydı İkrime, 
Hamza’yı öldürtendi Süfyan’ın nedimesi 
Günahlarına tövbe edenler bizimledir 
Diyerek de affettin değişmeyen tarzınla… 

Her sözünde emindin yalan nedir bilmezdin 
Hep doğruyu tavsiye eder, bunda yılmazdın 
Çirkinliği sevmezdin ağzına da almazdın 
Sukut altındır derdin, dinleyen kalır temiz! 

Cebel-i Nur huzurdu, insanlığın kalesi 
Kâbe’yi seyrederdin derinceydi halesi 
Eğimler kıvrımlar da görünürken hanesi 
Tıkanmadan soluğun, nefesin yürürdün tez… 

Şu günahkâr nefsimiz zorlanmaktadır her an 
Tırmanırken biz nefes nefese solurken can 
Koklarken kayasını mis gibi kokun yaygın 
Hala izlerin kalmış, orada kaldım ne az… 

Her şey anlara yenik derdin her şey emanet 
Yiyin için asla da israf etme cemaat 
Müslüman kardeşindir, onda bul ki sefahat 
Ensar gibi paylaşın, yığmayın çal, çaput, bez… 

Savaşta biri aman dilediyse öldürme 
Dinsiz bile olsa bu, cana kıyıp, verdirme 
Nerede olursan ol asla gıybet ettirme 
Aman! Canına kıyıp, kor ateşte olma köz… 

Çölün kuraklığında her adımın da cennet 
Şemsiyendir bulutlar esen yeller afiyet 
Sahaben hep yanında İslamiyettir devlet 
Veda hutbesinde yüz binlercesi verdi söz… 

Hz. Muhammed(SAV) 'dir tek yar, emrindeyim sultanım, 
Sünnetini yaşarım, yaşar andım-her anım, 
Sahabenin kalbinde, senin izine bandım 
Görmek dilerim seni, ben fakir, her an aciz...

Safet Kuramaz
Kayıt Tarihi : 7.2.2010 22:27:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Şükrü Atay
    Şükrü Atay

    * O'na yazılan şiir hiç bir zaman eskimez *
    Kaleminize ve yüreğinize sağlık diliyorum.
    MEVLİD KANDİLİMİZ MÜBÂREK OLSUN
    Mevlid Kandili Peygamber Efendimizin dünyayı şereflendirdiği gündür. Bu gecenin rûhaniyetinden istifade etmek çok önemlidir.
    Cenab-ı Hâk bizi istifade edebilenlerden eylesin inşallah.
    Sonsuz selam ve saygılar. Allah'a emanet olun.

    Cevap Yaz
  • Atila Yalçınkaya
    Atila Yalçınkaya

    EN İŞTEN HİSLERİMLE KUTLUYORUM.KALEMİNİZ DAİM OLSUN SELAM VE MUTLULUK DİLEKLERİMLE.

    Cevap Yaz
  • Saniye Sarsılmaz
    Saniye Sarsılmaz

    Kutluyorum tüm yüreğimle ve tam puanımla.........Saniye Sarsılmaz

    Cevap Yaz
  • Mustafa Bay
    Mustafa Bay

    Yüce Peygamberimiz Hz.Muhammed (SAV)'in Kutlu Doğumu için yazılan bu anlamlı şiiri ve değerli şairi kutlarım...
    Elinize, naif gönlünüze sağlık Saffet Bey, Kardeşim..

    Cevap Yaz
  • Hüseyin Gezer
    Hüseyin Gezer

    Şiirini antolojime aldım,on puan verdim,eline-yüreğine sağlık,selam olsun dost şaire!..

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (43)

Safet Kuramaz