(7. Büyük Peygamber)
Hz. İ B R A H İ M (AS)
Peygamberler babası Hz. İbrahim,
O’nu Ulû’l-azm tayin etti Rabbim,
Her dinde de muteberdir O’nun adı,
Yüce kalplidir Hazret-i İbrahim.
Gelecek göründü o peygambere,
Yalvarıp niyaz etmişti Rabbine,
Yine putperestlik vardı menzilde,
Bir helak uğrayacaktı kavmine.
O nebi, Hz. İbrahim Ulû’l-azm’dı.
Bir başka adı da Halilullah’tı.
Tarih kitaplarında onun için,
Put kıran Hz. İbrahim’dir lakabı.
Hz. İbrahim duasında Rabbine;
Ver Rabbim; aynı görevi sulbüme,
Ey Rabbim! Dualarımı kabul et,
Bilmiyor onlar akıl ver kavmime.
Hz. İbrahim’e peygamberlik geldi,
On sahifelik kitap verildi.
Davete başladı ekabirlerden,
Hakk’a dönün yolunuz yanlış dedi.
Babası Azer’de bir putperestti,
Hz. İbrahim, babasını severdi,
İlâhi emri alınca üstüne,
Babasını Hakk yola davet etti.
Azer kızdı, kovdu onu yanından,
Ne zarar geldi sana putumuzdan,
Hz. İbrahim, tebliğde ısrar etti,
Azer, vazgeçmiyordu putlarından.
O, imanı bütün bir peygamberdi,
Baba; sana gelmeyen ilim bana geldi,
Kabul etmedi Hakk elçiliğini,
Babası, taşlamakla tehdit etti.
Nemrud, Nuh’un oğlu Sam’ın neslinden,
Puthaneler sorulur kendisinden,
Musul civarında Babil’i kurmuş,
Dem vurmakta ilâhlık bendesinden.
Batıl inanç kaplamış sahrayı,
Kimi ilah saymış güneşi ayı,
Kimi de yıldızlardan medet ummuş,
Nemrud benimsetmişti ilahlığı.
O Rabbim, öldürüp ve diriltendir,
O, güneşi doğudan getirendir,
İlahlık taslayan madem sensin,
Öyleyse güneşi batıdan getir.
Nemrud kudretini ispata kalktı,
İki kölesini meydana saldı,
İşaret etti biri öldürüldü,
Diğerini ise özgür bıraktı.
Sapık millet Hakk emri dinlemedi,
Bir yortu’da şehir dışına gitti.
Hz. İbrahim girdi puthaneye,
Ne kadar put varsa yere devirdi.
Nemrud, çekti İbrahim’i sorguya,
Hz. İbrahim dedi; sorun şu puta,
Dediler; o nasıl konuşabilir?
Hz. İbrahim der; niye taptınız ya?
Nemrud, anladı İbrahim boş değil,
O yaşadıkça olacaktı rezil,
Topladı adamları verdi emri,
Dedi; öldürün onu benim kefil.
O’na yerin-göğün sırrını gösterdi,
Rabbim İbrahim’i dost ittihaz etti.
Nemrut’un ateşinden de emin kıldı,
Rabbim İbrahim’e Halilim dedi.
Sulara hükmeden melekte geldi,
İbrahim, Allah bana yeter dedi.
Cebrail’de sordu; hacetin var mı?
O benim halimi görüyor dedi.
Hz. İbrahim’i attılar ateşe,
Rabbim dur yakma demişti ateşe,
Ateş İbrahim’e gülistan oldu,
Görenlerin çoğu kaçtı evine.
Kin ve kötü huylardan çok uzaktır,
Her canlıyı sevecek kalbi vardır,
Yılmadı, yıkılmadı tevhid yolunda,
O’nu yakmak isteyen bir alçaktır.
Zulmedenleri bağışla Allah’ım,
Onlara asla olmaz kırgınlığım,
Ve onlar ki akl-ı selim düşünmez,
Rabbim seninle ben pazarlıktayım.
İbrahim, dönüp iman edin dedi.
Nemrud, küfründe yine ısrar etti.
Rabbim’in adaleti gecikmemiş,
Sivrisineği musallat etmişti.
Sinekler onların etini yedi,
Kurutana dek kanlarını emdi.
Nemrut’un da beynine girdi sinek,
Kendi kafasını taşlarla ezdi.
Hz. İbrahim’in amcasının kızı,
Görmüştü ateş içinde yanmazı,
Orada biat etti İbrahim’e,
Böyle tanıdık Sâre anamızı.
İbrahim-Sâre gelince Mısır’a,
Haber ulaştı Mısır kralına,
Sâre valideye tasallut etti,
O’da sığınmıştı Yaradanına.
Mısır’ın kralı korkmuştu Sâre’den,
Yardımda istedi avanesinden,
Kralın cariyesi var, adı Hacer.
Sâre’ye verip der; uzaklaş benden.
Hz. İbrahim’e oldu güzel zevce,
Kavmini terk ettiler beraberce,
Önce Harran, sonra Şam’a geçtiler,
Filistin Sebu’da durdu özgürce.
Filistin-Sebu’da durdu İbrahim,
Oralara bol nebat verdi Rabbim.
Yıllar geçti, İbrahim’in yok nesli.
Derin tefekküre daldı İbrahim.
Sâre, Hacer’i İbrahim’e verdi,
Kendi eliyle onu evlendirdi.
Hz, İbrahim, Rabbine etti dua,
Bana salihlerden evlat ver dedi.
Hacer’den İsmail geldi dünyaya,
O’nu lufetti Allah-u Teâlâ,
Sâre validemize verdi evlat,
Böyle doğdu İshak aleyhisselam da.
Bir rüya ile irkildi İbrahim,
O rüyayı üç kez gördü İbrahim.
Can oğlunu boğazlardı rüyada,
Hayra yorup dua etti İbrahim.
Dedi ki; Seni kurban etmem gerek,
Bunu yapmalıyım istemeyerek.
Dedi İsmail; gereken şeyi yap,
İşte o an kurban getirdi melek.
Hacer’le İsmail’e yol göründü,
Bugünkü Kâbe civarında durdu.
Hz. İbrahim nevaleler bırakıp,
İlâhi emir gereğidir döndü.
Olaydan sonra sığındı Kenan’a,
Hz. İbrahim yerleşti Kenan’a
Rivayettir iki yüz yıl yaşadı,
Medfundur Kudüs’te Halilullah’ta.
Kur’an’da Sıddıykan Nebiyyen denir,
Rabbim ki; Halilim diye seslenir.
Hz. Muhammed’ten sonradır adı,
Bütün insanların en üstünüdür.
İbret al ey Müslüman oku da bak,
Sana ezelden beridir İslâm hak,
Batıl çehreye sakın bürünme ki,
Ceza vermesin sana Cenab-ı Hak.
Ulû’l-azm: Büyük peygamber
Halilullah: Allah’ın dostu
Yortu: İbadet günü
Şair: Abdullah Yaşar Erdoğan
Abdullah Yaşar ErdoğanKayıt Tarihi : 28.11.2005 23:27:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

siz de aynı bu şiirinizi benim şiirime eklerseniz memnun olurum
Hz. İbrahim
Bir gün Nemrud bir rüya, gördü ve çok ürkmüştü
Hayatında ilk sefer bu rüyayla korkmuştu
Bir rivayete göre, gördüğü rüya şöyle
Rüyasını sizlere anlatalım her şeyle
Gökyüzünde bir nurun, parladığını gördü
Güneş, ay ve yıldızlar, artık görünmüyordu
Bir rivayete göre, rüyasında bir kişi
Gelip tahttan kaldırdı, sona ermişti işi
Müneccimler rüyayi şöyle tabir ettiler
Yeni bir peygamber ve, din gelecek dediler
Tahtını temelinden yıkacak! bu peygamber
Ona göre tedbir al, düşünelim beraber
Nemrud bunun tedbiri bence şöyle olacak
Artık hiç kimse çocuk sâhibi olmayacak.
Hanımlardan mutlaka, uzakta durulacak
Doğan çocuk erkekse kafası vurulacak
Yüz bin mâsum bebeği öldürdüler hunharca
Bu zulüm devam etti, uzun zaman, yıllarca
Hazreti İbrahim'in annesi hâmileydi
Nemrutun yardakcısı Azeri le bileydi
Doğumu yaklaşınca, bir magaraya gitti
Hz. Ibrahim'e orada doğum etti
Doğduktan sonra onu mağarada emzirdi
Mağarayı kapatıp Azere haber verdi
Dedi ki çocuk zayıf doğdu, ve hemen öldü
Azeri kandırmıştı, güzel bir hile buldu
Bundan sonra gizlice magaraya gelirdi
Çocuğu emzirirdi yanlız kendi bilirdi
Yedi, ya on yedi yıl mağarada kalmıştır
Bu arada büyümüş, büyük adam olmuştur
Kur’anda bir çok ayet, İbrahimden bahseder
Yüce Allah hakkında ayetlerde şöyle der
İbrahim'e göklerin, yerin melekûtunu
Gösteriyorduk, o da tanıdı mabudunu
Gecenin karanlığı onu kaplayınca bir
Yıldız gördü, Rabbim bu, dedi bu olabilir
Yıldız batınca dedi, batanları ben sevmem
O bir gelir bir gider, gidenleri ben övmem
Ay'ı doğarken gördü, Rabbim budur söyledi
O da batınca buna hemen tövbe eyledi
Rabbim bana Hak yolu göstermezse elbette
Yoldan sapan kavimden olurum ta ebede
Güneşi doğarken de, görünce Rabbim budur
Dedi bu daha büyük, o hepsinden uludur
O da batinca, dedi, Ey milletim! ben sizin
Ortak, şirk kostuğunuz, ve batıl dininizin
Uzağım demiş idi, rüştüne ermiş idi
Aklı ile Allah’ı arayıp bulmuş idi
İbrahim ve onunla, birlikte olanlarda
Size güzel bir örnek vardır, işte bunlar da
Kur’anda zikrolunur, hayatı baştan başa
Kavmi putperest idi, tapardı puta taşa
Kimi Güneş'e, Ay'a, yıldızlara tapardı
Babalığı Azer’di o da putlar yapardı
Allah böyle bir kavimin, içinden onu seçti
O da putperestlerle mücadeleye geçti
Bu son derece azgın, müşrik, sapık bir halktı
Allah’ın emri ile, halkı irşata kalktı
Allah'ın varlığını, bildirmişti onlara
Dedi tapınmayınız taşlara betonlara
Atalarımızdan biz, böyle gördük dediler
Körü körüne taklit, şirkte ısrar ettiler
Şeklini veren onlar, elleriyle oymuşlar
Onlara çeşitli ad uydurmuşlar, koymuşlar
İbadeti, kulluğu onlara ederlerdi
Onları terkedersek çarpılırız derlerdi
Dedi hiç bir putunuz, faydası yok kendine
Nasıl inanırsınız, böyle batıl bir dine
Bunlar sene içinde, bir gün etmişler tâyin
O günde putlar için, düzenlenirdi ayin
O günü bayram yapar, ibadet ederlerdi
Onlara secde eder, evlere giderlerdi
Hazreti İbrahim de, bir fırsat kolluyordu
Dinsizlerin şirkinden, rahatsız oluyordu
Böyle bir bayram günü, puthaneye girmişti
En büyük putu haric küçükleri kırmıştı
Baltayı büyük putun, boynuna asıverdi
Artık bu sapık halka, en büyük dersi verdi
Oradan uzaklaştı, beklemeye koyuldu
Putperestler şok oldu, haber çok tez duyuldu
Artık sanık İbrahim, buldular getirdiler
Hz. İbrahime, sen mi yaptın dediler?
Dedi ki baksanıza, şu büyük put yapmıştır
Kıskanmış çünkü herkes, küçüklere tapmıştır
İnanmazsanız sorun, size doğruyu desin
Suç aleti boynunda, onun yaptığı kesin
Onlar, putlar konuşmaz, sen onlara sor dersin!
İbrahim der dilsize, ibadet mi edersin? !
Hazreti İbrahim’i hapsettiler orada
Durumu bildirdiler, Nemrud’a bu arada
Hz. Ibrahim'in, yaptığını duyunca
Yanına çağırtmıştı kahinlere uyunca
Nemrud'a o zamanlar, herkes secde ederdi
İbrahim etmemişti, sadece selam verdi
' Nicin secde etmedin' diyerek Nemrud sordu
Hz. Ibrahim de ona şöyle diyordu
« Ben beni yaratan’ın gayrına secde etmem »
' Seni yaratan kim? ' der söyletmeden terketmem
« Benim Rabbim, dirilten ve öldüren Allah'dır »
Diyerek cevap verdi. Nemrudda bir tuhaftır
' ben de diriltirim' der zindandan iki kişi
Getirtti artık Nemrut demogajidir işi
Birini bağışlayıp, birini de öldürdü
Sözde can alıp vermiş İbrahim’i güldürdü
« Benim Rabbim günesi doğudan getirir der
Sen de batı'dan getir gücün yeterse eğer »
Nemrud Şaşırıp, âciz kaldı boynunu büktü
Hazreti İbrahimin, cevabıçok büyüktü
Halilallah'a ceza, vermeyi dilediler
Hénun fitneyi verdi yakılmalı dediler
Nemrud onu atese atmaya karar Verdi
Hazreti İbrahimin zerrece yoktu derdi
Odunlar toplatıldı büyük ateş yaktılar
Hazreti İbrahimi mancınık’a taktılar
Ateş gül bahçesi oluverdi bir anda
Halilürrahman için, ateş te yok duman da
« Ey ates! Ibrahim’e serinlik, esenlik ol»
O Allah’ın dostudur, dostuna ikramı bol
Ateşten kurtulunca Babili terketmişti
Rabbime gidiyorum, deyip Şam’a gitmişti
« Ey Rabbimiz, biz ancak, sana tevekkül ettik
Ve (taatle) sana biz, inandık ve yöneldik
Dönüşümüz sanadır diye düa etmiştir
Başka bir rivayete Filistine gitmiştir
Sonra Mısır'a gitti. Zevcesi Sare ile
Firavunu zalimdi, sapık bir tore ile
Güzel evli kadınlar ülkesine gelince
Onları alır idi biraz güzel olunca
Kadının kocasını önceden öldürürdü
Boşkalan bayanları hareme doldururdu
Sâre çok güzel idi Firavun istemişti
Bu kadının kocası nerededir demişti
İbrahim peygamberin zekası çok engindi
Bu benim bacım dedi, bu tedbir hem temkindi
Yalan söylememişti, çünkü mü’minler kardeş
Firavun mu yok etsin, yok edemezken ateş
Pek zâlim bu Firavun, Sâre’ye göz koymuştu
Yaklaşmak isteyince elleri tutmuştu
Yerlere yıkılarak debelendi titredi
Sâre'yi korumuştu Allah fırsat vermedi
Firavunr korkusundan, Sareyigöndermişti
Hz. Ibrahim’e bir cariye vermişti
Bundan sonra Mısır’ı terkedip geri döndü
Sebu diye bir belde oraya gelip kondu
Sâre'den çocuğu yok İbrahim peygamber'in
Sare evelenmesine izin verdi Hacer’in
Bâbil'den ayrilirken: «Rabbim! sâlih bir evlat
Ver diye Yüce Rab’e eylemiştimünacat
Hazreti Sâre bunu kendi çok istiyordu
Elinde bir şey yoktu çocuğu olmuyordu
Firavun kendisine verdiği câriyeyi
Hâcer'i azad edip, bulmuş idi çareyi
Hz.Ibahim de Hâcer ile evlendi.
Hacer çocuk yapınca kıskançlık alevlendi
Hazreti. Hâcer ile Hazreti İsmail'i
Baska bir yere götür ey Allah’ın Halili
Allah'ın emri ile, o da öyle etmişti
Hacerle, İsmaille ta Mekke’ye gitmişti
Mekke'ye götürdü ve oraya bırakmıştı
Tam kalkıp gidecekken Hacer ona bakmıştı
Dedi kime bırakıp gidiyorsun sen bizi?
Dedi emanet ettim Allah’a ikinizi
Devamı var daha gelecek İnşaallah
Mikdat Bal
TÜM YORUMLAR (2)